Birisine anlatmak da ucuzlatıyor ya işi, ne bekliyorsun karşındakinden, o acıyı gidermesini mi? En iyisi susmak..
Leylâ Erbil / Üç Başlı Ejderha
25 Temmuz 2015 Cumartesi
Sabahattin Kudret Aksal
Yeryüzünde gelmiş geçmiş bütün maviler içinden
bir maviyi seçtim. Kentim oldu o benim.
bir maviyi seçtim. Kentim oldu o benim.
Sabahattin Kudret Aksal
İlhan Berk Şimşekli Bir Gecede Eski İberik ve Ölüm Üstüne Konuşmalar
...Bir cumartesi miydi?
Birini hiç unutmam. Uzun,
gözlerine bakıp kalmıştım.
Yaban otlar kokardı herhalde ağzı.
Biraz da tuz (bak bunu bilmem, neden tuz?)
Sonra birden bir sağnak indirmişti
-gülmüştük hani ikimiz de-
Hem böyle diyorum ya,
yine de sorarım kendi kendime:
Bilmem böyle kadınlar var mıydı?
Böyle bir sokak?
Birini hiç unutmam. Uzun,
gözlerine bakıp kalmıştım.
Yaban otlar kokardı herhalde ağzı.
Biraz da tuz (bak bunu bilmem, neden tuz?)
Sonra birden bir sağnak indirmişti
-gülmüştük hani ikimiz de-
Hem böyle diyorum ya,
yine de sorarım kendi kendime:
Bilmem böyle kadınlar var mıydı?
Böyle bir sokak?
İlhan Berk
Şimşekli Bir Gecede Eski İberik ve Ölüm Üstüne Konuşmalar
Şimşekli Bir Gecede Eski İberik ve Ölüm Üstüne Konuşmalar
Turgut Uyar
güllerin bedeninden dikenlerini teker teker koparırsan
dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar
dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar
dikenleri kopardığın yerleri bir bahar filân sanırsan
Kürdistan'da ve Muş-Tatvan yolunda bir yer kanar
Kürdistan'da ve Muş-Tatvan yolunda bir yer kanar
Muş - Tatvan yolunda güllere ve devlete inanırsan
eşkıyalar kanar kötü donatımlı askerler kanar
eşkıyalar kanar kötü donatımlı askerler kanar
sen bir yaz güzelisin, yaprakların ekşi, suda yıkanırsan
portakal incinir, tütün utanır, incirler kanar
portakal incinir, tütün utanır, incirler kanar
bir yolda el ele gideriz, o yolda bir gün usanırsan
padişahlar ve Muşlar kanar, darülbedayiler kanar
padişahlar ve Muşlar kanar, darülbedayiler kanar
Muş - Tatvan yolunda bir gün senin akşamın ne ki
orada her zaman otlar otlar ergenlikler kanar
orada her zaman otlar otlar ergenlikler kanar
el ele gittiğimiz bir yolda sen gitgide büyürsen
benim içimde çok beklemiş, çok eski bir yer
benim içimde çok beklemiş, çok eski bir yer
Turgut Uyar
Meral Meri/ Deniz Fenerine Yolculuk/Sükutu Bozalım
Her şeye rağmen seni sevmek güzel!
Kabul,bazen beceremiyorum ...dedim ya her şeye rağmen...
Onun için senin için ,ölümsüz olmayı hak ediyor,
Bazı sevgiler...
Bunun için bu sessizlikten kurtulalım...
Meral Meri/ Deniz Fenerine Yolculuk/Sükutu Bozalım
Kabul,bazen beceremiyorum ...dedim ya her şeye rağmen...
Onun için senin için ,ölümsüz olmayı hak ediyor,
Bazı sevgiler...
Bunun için bu sessizlikten kurtulalım...
Meral Meri/ Deniz Fenerine Yolculuk/Sükutu Bozalım
Meral Meri
Hayat hep devam ediyor,ama duygular hep aynı devamlıkta değil...
Meral Meri
Meral Meri
Meral Meri
Yaşayamadığınız hiçbir şeyi tüketmiş de sayılmazsınız.
Ve birçok şansınız da olabilir; bir sürü sevgileri düzeltmek,yaşamak için...
Meral Meri
Ve birçok şansınız da olabilir; bir sürü sevgileri düzeltmek,yaşamak için...
Meral Meri
12 Haziran 2015 Cuma
Ömer Hayyam
Nem var, ya da nem yok diye, niçin üzgün,
Ömrün ne zaman mutlanacak? Boş bu düşün!
Sağlıkla bugün çektiğimiz soluğu,
Yarın geri vermek olağan şey mi, düşün.
Ömer Hayyam
Ömrün ne zaman mutlanacak? Boş bu düşün!
Sağlıkla bugün çektiğimiz soluğu,
Yarın geri vermek olağan şey mi, düşün.
Ömer Hayyam
W.Blake -SENDEN İSTEDİĞİM -William Blake
SENDEN İSTEDİĞİM
Senden bütün istediğim
Küçük bir sevgidir
Gelen ve ağır ağır büyüyen,
Değil gelen ve giden.
Ve senden bütün istediğim
Ümit dolu güneşli bir gün,
Sevgi dolu bir kucaklayış
Değil kucaklayış sonrada gidiş.
Senden bütün istediğim
Beni kırmamak,
Beni bekletmemek.
Yarın çok geç olabilir
Unutma ki vermek almak demektir;
Senden bütün istediğim
Küçük bir sevgidir,
Gelen ve ağır ağır büyüyen,
Değil gelen ve giden.
W.Blake
Senden bütün istediğim
Küçük bir sevgidir
Gelen ve ağır ağır büyüyen,
Değil gelen ve giden.
Ve senden bütün istediğim
Ümit dolu güneşli bir gün,
Sevgi dolu bir kucaklayış
Değil kucaklayış sonrada gidiş.
Senden bütün istediğim
Beni kırmamak,
Beni bekletmemek.
Yarın çok geç olabilir
Unutma ki vermek almak demektir;
Senden bütün istediğim
Küçük bir sevgidir,
Gelen ve ağır ağır büyüyen,
Değil gelen ve giden.
W.Blake
Yusuf Ziya Ortaç -BİR SELVİ GÖLGESİ
BİR SELVİ GÖLGESİ
Ruhumu bu çarmıha kendi elimle gerdim:
Bir nebi ızdırabı kaynıyor her yerimde.
Ölüm, siyah bir tütsü aykıyor gözlerimde;
Ağladığım her nefesi son nefes gibi verdim!
Neşeler,ihtiraslar,arzular,artık gidin:
Kahkahalar içimde kaynayan birer zakkum
Işıklar, gozlerime serpilen bir avuç kum!
Bir selvinin gölgesi :Son cenneti ümidin...
Bir selvinin gölgesi: Kırk yılın son emeli,
Son hıçkırık bu selvi gölgesinde dinecek;
Son damla yaş bu selvi gölgesine sinecek
Alnımı okşayınca ölümün anne eli
Yusuf Ziya Ortaç
Ruhumu bu çarmıha kendi elimle gerdim:
Bir nebi ızdırabı kaynıyor her yerimde.
Ölüm, siyah bir tütsü aykıyor gözlerimde;
Ağladığım her nefesi son nefes gibi verdim!
Neşeler,ihtiraslar,arzular,artık gidin:
Kahkahalar içimde kaynayan birer zakkum
Işıklar, gozlerime serpilen bir avuç kum!
Bir selvinin gölgesi :Son cenneti ümidin...
Bir selvinin gölgesi: Kırk yılın son emeli,
Son hıçkırık bu selvi gölgesinde dinecek;
Son damla yaş bu selvi gölgesine sinecek
Alnımı okşayınca ölümün anne eli
Yusuf Ziya Ortaç
Melih Cevdet Anday-DÜZENLİ DÜNYA
DÜZENLİ DÜNYA
Bayılırım şu düzenli dünyaya
Kışı yazı
Baharı güzü
Gecesi gündüzü sırayla.
Ağaçların kökü içerde
Bütün ağaçların kökü içerde
Dalların başı yukarda
İnsanların aklı başında
Bütün insanların aklı başında
Beş parmak yerli yerinde
Baş, işaret, orta, yüzük, serçe
Diyelim kalksa da serçe
Orta parmağa doğru yürüse
Ne haddine!
Yahut akasyanın biri
Başını toprağa daldırdığı gibi
Bir gezintiye çıksa
Merhaba kestane, merhaba çam
Selamün aleyküm, aleyküm selam
Kimsin, nesin, nerelisin, derken
Laf açılır mı bizim akasyanın kökünden
Bir uğultudur başlar rüzgarda
Kökü dışarda, kökü dışarda...
Yahut ne olur koca bir dağ
Baş aşağı gelsin...
Aman Allah göstermesin.
Bayılırım şu düzenli dünyaya
Altta ölüler
Üstte diriler
Gel keyfim gel!
Melih Cevdet Anday
Bayılırım şu düzenli dünyaya
Kışı yazı
Baharı güzü
Gecesi gündüzü sırayla.
Ağaçların kökü içerde
Bütün ağaçların kökü içerde
Dalların başı yukarda
İnsanların aklı başında
Bütün insanların aklı başında
Beş parmak yerli yerinde
Baş, işaret, orta, yüzük, serçe
Diyelim kalksa da serçe
Orta parmağa doğru yürüse
Ne haddine!
Yahut akasyanın biri
Başını toprağa daldırdığı gibi
Bir gezintiye çıksa
Merhaba kestane, merhaba çam
Selamün aleyküm, aleyküm selam
Kimsin, nesin, nerelisin, derken
Laf açılır mı bizim akasyanın kökünden
Bir uğultudur başlar rüzgarda
Kökü dışarda, kökü dışarda...
Yahut ne olur koca bir dağ
Baş aşağı gelsin...
Aman Allah göstermesin.
Bayılırım şu düzenli dünyaya
Altta ölüler
Üstte diriler
Gel keyfim gel!
Melih Cevdet Anday
Nurullah Genç-GÖZLERİNE YAZILMIŞ BİR DESTAN
GÖZLERİNE YAZILMIŞ BİR DESTAN
Bu şiirde iki göz var
Biri senin; biri onun
Senin o karanlık, küf kokulu
Matem gözlerini terkediyorum
Biliyorum; saçlarının sarısı
Gözlerinin yeşiline karışmış
Biliyorum; sana benzemek için
Melikeler birbiriyle yarışmış
Fosforlu ve derin bakışlarına
Çağlar boyu nice destanlar yazılmış
Oysa ben görülmedik bir lale yaprağına
Gökleri kıskandıran bir destan yazıyorum
Gözlerin değişip kaplasın karanlığı
Bütün ufukları sarsın gözlerin
Gene de hep bende kalsın gözlerin
Kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
Atlılar kaybeder yolunu, hasretimin
Posta güvercinleri geri dönmez ülkeme
Yaslı dereler gibi mutsuzluğa akarım
Kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
Ateşten ve köpükten sıyırıp ellerimi
Mekanımı gülistan eyleyendir gözerin
İsyanıyla ihtiras ve gerilim yaşayan
Kabil?in ruhunu kan eyleyendir gözlerin
vuslat aşkını Leyla düşürmedi çöllere
Arzı Mecnun?a hicran eyleyendir gözlerin
gözlerinde başladı tarihin macerası
Adem?i Havva?ya ram eyleyendir gözlerin
Kerem dağlar ardında aradı gözlerini
Kamber?i bile viran eyleyendir gözlerin
Ferhat dağları deldi yolunu bulmak için
Sevmeyenleri giryan eyleyendir gözlerin
Suların emzirdiği muamma bir çocuğu
Yedi iklime hakan eyleyendir gözlerin
Gözlerin göklerinde
Her yüzyılın başında
Birer akkor olmuş gözlerin
Çekip çıkarsam da mısralarımı
Ben yalnız gözlerinin şairiyim aslında
Hangi rüzgara verdiysem aşkımı
Beni alıp yangınlara götürdü
Muştu beklediğim bütün yelkenlilerden
Ateş düştü içime
Yüreğimden fışkıran bir ?ah? mıdır gözlerin
Beni benden koparan ?eyvah? mıdır gözlerin
Bu gözler, o aydınlık o güzel gözler değil
Yoksa yalancı mıdır, günah mıdır gözlerin
Ses midir, aynalarda çarpan kulaklarıma
Kürdili hicazkar mı, segah mıdır gözlerin
Arif Bey?i Itri?yi ömür boyu inleten
Nihavend mi, sultan-ı yegah mıdır gözlerin
Kubbesinde yitirdim zaman duygularımı
Akşam mıdır, gece midir, sabah mıdır gözlerin
Ruhumu baştan başa acılarla dokuyan
Beynimi kurşunlayan silah mıdır gözlerin
Her köşede zifiri bir silüet bırakan
Gönül memleketimde seyyah mıdır gözlerin
Renkler avare; sitem başıboş kuytularda
Mavi midir, yeşil mi, siyah mıdır gözlerin
Yoksa yalancımıdır, günah mıdır gözlerin
Nihan kıldı gözlerin bana kapılarını
Oysa ben gözlerinden girerdim yüreğine
Her bakışın bir damla ab-ı zindegan idi
Hicranlı her gülüşün bin yıllık figan idi
İçime, soluşundan sonra koyu renklerin
Birer şirpençe gibi düştü gözbebeklerin
Feryadıma gök bile bigane değil şimdi
Söyle, kurtuluşun mu, harabın mı gözlerin
Gözlerinde mi mehtab; mehtabın mı gözlerin
çağlayanlar bile hararetlidir
Buğday başağının açlığıdır ufuklar
Siperleri aşıklar mı doldurmalıydı
Zalimler mi
Neden böyle hıçkırıklı, umutlar
Beni hangi urganla bağladın gözlerine
Beni hangi ırmağa karıştırdın yeniden
Senden kopamıyorum gözlerin var oldukça
Sensiz yapamıyorum yüzün bahar oldukça
Gözlerine baktıkça duruluyor yüreğim
Ölse de, gözlerinden soruluyor yüreğim
İndirme kirpiğini; tutuşmasın kainat
Nazar kıl; ferahlasın; kavruluyor yüreğim
Sensiz küle dönerek savruluyor yüreğim
Diyorlar ki ağla
Ağla ki dumanı dağılsın yolların
Ağlamayı denizlere bıraktım
Yalnız gözlerindir hayatta kalan
Uğruna adandığım
Mahşeri sularla çevirip dört yanından
Gönlümde sakladığım
Aynalarda arayıp bulamazken günboyu
Gölgesinde konakladığım
Gözlerindir ufkumda dalgalanan
Rüstem?in kanını döktüm yerlere
İstanbul?u kuşattım gözlerin için
Azrail?e koştum siperlerimden
Gözlerine baka baka dirildim
Niçin kızıl kıyamettir gölerin bu gün
Niçin heyelan var eteklerinde
İsrafil?den işaret mi almışsın
Yanaklarında mahşer kalıntısı
Dudaklarında mizan
Bütün gamlı hüdhüdler Belkıs?le döner sana
Yıldızlar vuslat için her gece iner sana
Rengini, gözlerinde kaybolan bilir
Gözlerin uğrak yeridir bestekarların
Şairler hüzne dalar yeşil okyanusunda
Eşiğinde ölümsüz dilenciler
Gözlerin gecenin intiharıdır
Sen gözlerine mahkumsun; gözlerin bana
Ben şiir yazmasam, kim tanır gözlerini
Geçerken yalnızlık sokağından
Hangi demirci indirir parmağına çekici
Hangi berber yanağını keser müşterisinin
Gözlerine bakmasam, doğar mı güneş
Gözlerin boşluğa akan bir ırmak değil
Gözlerin sadece ölmek, yaşamak değil
Gözlerin tükeniş doruklarında
Bulunmayanları aramak değil
Gözerine aşina olduğum günden beri
Ben artık hır gece sesleniyorum
Düşe kalka
Yorgun argın
Derbeder
Yapayalnız
Duruyorum; yanlış anlaşılıyor
Her hücremde bir inkılab
Her gönlümde bir mahitab
Evim harab; ömrüm harab
Ne ay kaldı, ne de mehtab
Gök bulanık; ufuk silik
Gene de mağrur ve dimdik
Yürüyorum; mezarım oluyorsun ansızın
Bu son şiir, o küflü gözlerine yazılan
Bu son mezar kalbimde hicranla kazılan
Senin gamsız gözlerin kahkahalar atarken
Benim gözlerim viran; ağlamaya değer mi
Her cilven bir ıstırab; her nazın kapkaranlık
Yorgun kuraklığında ıslanmaya değer mi
Hiç güzel olur muydun gözlerin olmasaydı
Ateşlere girmeye ve yanmaya değer mi
Bir kevser ırmağında serinlemek dururken
Sellerine karışıp bulanmaya değer mi
Aydınlığın gözleri çağırıyor kalbimi
Zehir bakışlarınla boyanmaya değer mi
Gözlerine bir ömür dayanmaya değer mi
Nurullah Genç
Bu şiirde iki göz var
Biri senin; biri onun
Senin o karanlık, küf kokulu
Matem gözlerini terkediyorum
Biliyorum; saçlarının sarısı
Gözlerinin yeşiline karışmış
Biliyorum; sana benzemek için
Melikeler birbiriyle yarışmış
Fosforlu ve derin bakışlarına
Çağlar boyu nice destanlar yazılmış
Oysa ben görülmedik bir lale yaprağına
Gökleri kıskandıran bir destan yazıyorum
Gözlerin değişip kaplasın karanlığı
Bütün ufukları sarsın gözlerin
Gene de hep bende kalsın gözlerin
Kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
Atlılar kaybeder yolunu, hasretimin
Posta güvercinleri geri dönmez ülkeme
Yaslı dereler gibi mutsuzluğa akarım
Kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
Ateşten ve köpükten sıyırıp ellerimi
Mekanımı gülistan eyleyendir gözerin
İsyanıyla ihtiras ve gerilim yaşayan
Kabil?in ruhunu kan eyleyendir gözlerin
vuslat aşkını Leyla düşürmedi çöllere
Arzı Mecnun?a hicran eyleyendir gözlerin
gözlerinde başladı tarihin macerası
Adem?i Havva?ya ram eyleyendir gözlerin
Kerem dağlar ardında aradı gözlerini
Kamber?i bile viran eyleyendir gözlerin
Ferhat dağları deldi yolunu bulmak için
Sevmeyenleri giryan eyleyendir gözlerin
Suların emzirdiği muamma bir çocuğu
Yedi iklime hakan eyleyendir gözlerin
Gözlerin göklerinde
Her yüzyılın başında
Birer akkor olmuş gözlerin
Çekip çıkarsam da mısralarımı
Ben yalnız gözlerinin şairiyim aslında
Hangi rüzgara verdiysem aşkımı
Beni alıp yangınlara götürdü
Muştu beklediğim bütün yelkenlilerden
Ateş düştü içime
Yüreğimden fışkıran bir ?ah? mıdır gözlerin
Beni benden koparan ?eyvah? mıdır gözlerin
Bu gözler, o aydınlık o güzel gözler değil
Yoksa yalancı mıdır, günah mıdır gözlerin
Ses midir, aynalarda çarpan kulaklarıma
Kürdili hicazkar mı, segah mıdır gözlerin
Arif Bey?i Itri?yi ömür boyu inleten
Nihavend mi, sultan-ı yegah mıdır gözlerin
Kubbesinde yitirdim zaman duygularımı
Akşam mıdır, gece midir, sabah mıdır gözlerin
Ruhumu baştan başa acılarla dokuyan
Beynimi kurşunlayan silah mıdır gözlerin
Her köşede zifiri bir silüet bırakan
Gönül memleketimde seyyah mıdır gözlerin
Renkler avare; sitem başıboş kuytularda
Mavi midir, yeşil mi, siyah mıdır gözlerin
Yoksa yalancımıdır, günah mıdır gözlerin
Nihan kıldı gözlerin bana kapılarını
Oysa ben gözlerinden girerdim yüreğine
Her bakışın bir damla ab-ı zindegan idi
Hicranlı her gülüşün bin yıllık figan idi
İçime, soluşundan sonra koyu renklerin
Birer şirpençe gibi düştü gözbebeklerin
Feryadıma gök bile bigane değil şimdi
Söyle, kurtuluşun mu, harabın mı gözlerin
Gözlerinde mi mehtab; mehtabın mı gözlerin
çağlayanlar bile hararetlidir
Buğday başağının açlığıdır ufuklar
Siperleri aşıklar mı doldurmalıydı
Zalimler mi
Neden böyle hıçkırıklı, umutlar
Beni hangi urganla bağladın gözlerine
Beni hangi ırmağa karıştırdın yeniden
Senden kopamıyorum gözlerin var oldukça
Sensiz yapamıyorum yüzün bahar oldukça
Gözlerine baktıkça duruluyor yüreğim
Ölse de, gözlerinden soruluyor yüreğim
İndirme kirpiğini; tutuşmasın kainat
Nazar kıl; ferahlasın; kavruluyor yüreğim
Sensiz küle dönerek savruluyor yüreğim
Diyorlar ki ağla
Ağla ki dumanı dağılsın yolların
Ağlamayı denizlere bıraktım
Yalnız gözlerindir hayatta kalan
Uğruna adandığım
Mahşeri sularla çevirip dört yanından
Gönlümde sakladığım
Aynalarda arayıp bulamazken günboyu
Gölgesinde konakladığım
Gözlerindir ufkumda dalgalanan
Rüstem?in kanını döktüm yerlere
İstanbul?u kuşattım gözlerin için
Azrail?e koştum siperlerimden
Gözlerine baka baka dirildim
Niçin kızıl kıyamettir gölerin bu gün
Niçin heyelan var eteklerinde
İsrafil?den işaret mi almışsın
Yanaklarında mahşer kalıntısı
Dudaklarında mizan
Bütün gamlı hüdhüdler Belkıs?le döner sana
Yıldızlar vuslat için her gece iner sana
Rengini, gözlerinde kaybolan bilir
Gözlerin uğrak yeridir bestekarların
Şairler hüzne dalar yeşil okyanusunda
Eşiğinde ölümsüz dilenciler
Gözlerin gecenin intiharıdır
Sen gözlerine mahkumsun; gözlerin bana
Ben şiir yazmasam, kim tanır gözlerini
Geçerken yalnızlık sokağından
Hangi demirci indirir parmağına çekici
Hangi berber yanağını keser müşterisinin
Gözlerine bakmasam, doğar mı güneş
Gözlerin boşluğa akan bir ırmak değil
Gözlerin sadece ölmek, yaşamak değil
Gözlerin tükeniş doruklarında
Bulunmayanları aramak değil
Gözerine aşina olduğum günden beri
Ben artık hır gece sesleniyorum
Düşe kalka
Yorgun argın
Derbeder
Yapayalnız
Duruyorum; yanlış anlaşılıyor
Her hücremde bir inkılab
Her gönlümde bir mahitab
Evim harab; ömrüm harab
Ne ay kaldı, ne de mehtab
Gök bulanık; ufuk silik
Gene de mağrur ve dimdik
Yürüyorum; mezarım oluyorsun ansızın
Bu son şiir, o küflü gözlerine yazılan
Bu son mezar kalbimde hicranla kazılan
Senin gamsız gözlerin kahkahalar atarken
Benim gözlerim viran; ağlamaya değer mi
Her cilven bir ıstırab; her nazın kapkaranlık
Yorgun kuraklığında ıslanmaya değer mi
Hiç güzel olur muydun gözlerin olmasaydı
Ateşlere girmeye ve yanmaya değer mi
Bir kevser ırmağında serinlemek dururken
Sellerine karışıp bulanmaya değer mi
Aydınlığın gözleri çağırıyor kalbimi
Zehir bakışlarınla boyanmaya değer mi
Gözlerine bir ömür dayanmaya değer mi
Nurullah Genç
Afşar Timuçin-BEKLERKEN
BEKLERKEN
Sevdiğimin kulaklarımda sesi
Bembeyaz bir gül demeti
Kim bilir kaç yüzyılın gülşeninden
Duvar gibi kalınlaşırken bekleyişler
Birden bütün katılığın dağılması
Ve sesini duyuşum bir yerlerden
Kim bilir kaç yüzyılın gülşeninden
Ağır bir duyguyla birarada
Onsuz da olunur gibi gelirken bana
Gittikçe basan sis artan duman
Ve kilitlenmesi zaman zaman
İçimde bir ağırlığın aşk adına
Nasılsın nereden çıktın
Gerçekten bana mı geldin
Sen miydin o olmasa da olur gibi görünen
Şimdi yosun gözlerin gözlerimde
Binbir türlü rüzgarla rüzgarlanır
Kim bilir kaç dünyanın denizinden.
Afşar Timuçin
Sevdiğimin kulaklarımda sesi
Bembeyaz bir gül demeti
Kim bilir kaç yüzyılın gülşeninden
Duvar gibi kalınlaşırken bekleyişler
Birden bütün katılığın dağılması
Ve sesini duyuşum bir yerlerden
Kim bilir kaç yüzyılın gülşeninden
Ağır bir duyguyla birarada
Onsuz da olunur gibi gelirken bana
Gittikçe basan sis artan duman
Ve kilitlenmesi zaman zaman
İçimde bir ağırlığın aşk adına
Nasılsın nereden çıktın
Gerçekten bana mı geldin
Sen miydin o olmasa da olur gibi görünen
Şimdi yosun gözlerin gözlerimde
Binbir türlü rüzgarla rüzgarlanır
Kim bilir kaç dünyanın denizinden.
Afşar Timuçin
Abdurrahim Karakoç-DOSTA DOĞRU
DOSTA DOĞRU
İçimde uzayan her yol
Çıkar gider dosta doğru
Menekşe, nergis, ıtır, gül
Kokar gider dosta doğru
Zamanım yoğrulur gamla
Birleşir sabah akşamla
Ilık kanım damla damla
Akar gider dosta doğru
Gel bende gör, sen gel beni
Durduramaz engel beni
Görmediğim bir el beni
Çeker gider dosta doğru
Beynim fırın, bağrım tandır
Yanarım hayli zamandır
Sevgim bir yavru ceylandır
Çeker gider dosta doğru
Ne saklarım ne gizlerim
Yalnızca onu özlerim
Tabutta bile gozlerim
Bakar gider dosta doğru
Abdurrahim Karakoç
İçimde uzayan her yol
Çıkar gider dosta doğru
Menekşe, nergis, ıtır, gül
Kokar gider dosta doğru
Zamanım yoğrulur gamla
Birleşir sabah akşamla
Ilık kanım damla damla
Akar gider dosta doğru
Gel bende gör, sen gel beni
Durduramaz engel beni
Görmediğim bir el beni
Çeker gider dosta doğru
Beynim fırın, bağrım tandır
Yanarım hayli zamandır
Sevgim bir yavru ceylandır
Çeker gider dosta doğru
Ne saklarım ne gizlerim
Yalnızca onu özlerim
Tabutta bile gozlerim
Bakar gider dosta doğru
Abdurrahim Karakoç
Hüseyin Nihal Atsız-MUTLAK SEVECEKSİN
MUTLAK SEVECEKSİN
Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...
Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor:Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...
Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin:Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
Hüseyin Nihal Atsız
Meral Meri
Ne zaman ki, gözleriniz boşluğa dalıp gitse
Bedeninizden ve ruhunuzdan bir parça yola koyulup,gidiyor demektir.
Meral Meri
Bedeninizden ve ruhunuzdan bir parça yola koyulup,gidiyor demektir.
Meral Meri
Özdemir Asaf -Özlem
Özlem
Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben..
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.
Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben..
Bir yere gidiyorum,
Delice..
Aklımda sen.
Ben seni seviyorum,
Gizlice..
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.
Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda..
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda.
Güzelce..
Özdemir Asaf
Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben..
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.
Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben..
Bir yere gidiyorum,
Delice..
Aklımda sen.
Ben seni seviyorum,
Gizlice..
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.
Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda..
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda.
Güzelce..
Özdemir Asaf
Paul Verlaine -ŞİİR SANATI
ŞİİR SANATI
Musiki, her şeyden önce musiki;
Onun için tekli mısradan şaşma.
Kıvrak olur, erir havada sanki;
Ağır aksak söylenişe yanaşma.
Kelime seçerken de meydan senin;
Bile bile bir nebze aldanmalı.
Dumanlısı güzeldir türkülerin;
Öyle hem seçik olsun hem kapalı.
Güzel gözler tül ardında görünsün
Gün ışığı titremeli şiirinde
Ak yıldızlar maviliğe bürünsün
Ilgıt ılgıt sonbahar göklerinde.
Ara rengin peşindeyiz çünkü biz ;
Rengin değil, ara rengin sadece.
Ancak öyle sarmaş dolaş ederiz
Kavalı boruyla,rüyayı düşle.
Nükte belasından kurtulmaya bak;
Acı zeka, sulu gülüş neyine?
İşe karıştı mı bu cins sarmısak
Maviliğin yaş dolar gözlerine.
Tut belağati boğazından sustur
El değmişken bir zahmete daha gir.
Kafiyenin ağzına da bir gem vur
Bırakırsan neler yapmaz kim bilir?
Nedir bu kafiyeden çektiğimiz !
Hangi çocuk, hangi deli
Sarmış başımıza bu meymenetsiz,
Bu kof sesler çıkaran kalp inciyi?
Hep musiki,biraz daha musiki;
Havalanan bir şey olmalı mısra
Deli bir gönülden kalkıp gitmeli
Başka göklere,başka sevdalara.
Dağılıp tozu sabah rüzgarına
Mısraların alsın başını gitsin
Kekik, nane kokaraktan,dört yana...
Üst tarafı edebiyat bu işin.
Paul Verlaine
Musiki, her şeyden önce musiki;
Onun için tekli mısradan şaşma.
Kıvrak olur, erir havada sanki;
Ağır aksak söylenişe yanaşma.
Kelime seçerken de meydan senin;
Bile bile bir nebze aldanmalı.
Dumanlısı güzeldir türkülerin;
Öyle hem seçik olsun hem kapalı.
Güzel gözler tül ardında görünsün
Gün ışığı titremeli şiirinde
Ak yıldızlar maviliğe bürünsün
Ilgıt ılgıt sonbahar göklerinde.
Ara rengin peşindeyiz çünkü biz ;
Rengin değil, ara rengin sadece.
Ancak öyle sarmaş dolaş ederiz
Kavalı boruyla,rüyayı düşle.
Nükte belasından kurtulmaya bak;
Acı zeka, sulu gülüş neyine?
İşe karıştı mı bu cins sarmısak
Maviliğin yaş dolar gözlerine.
Tut belağati boğazından sustur
El değmişken bir zahmete daha gir.
Kafiyenin ağzına da bir gem vur
Bırakırsan neler yapmaz kim bilir?
Nedir bu kafiyeden çektiğimiz !
Hangi çocuk, hangi deli
Sarmış başımıza bu meymenetsiz,
Bu kof sesler çıkaran kalp inciyi?
Hep musiki,biraz daha musiki;
Havalanan bir şey olmalı mısra
Deli bir gönülden kalkıp gitmeli
Başka göklere,başka sevdalara.
Dağılıp tozu sabah rüzgarına
Mısraların alsın başını gitsin
Kekik, nane kokaraktan,dört yana...
Üst tarafı edebiyat bu işin.
Paul Verlaine
Meral Meri/Hayata Tutunamayan Harfleri
Her cümlem sana takılıyor,nedensiz
Ve ölmüş gibi bana geri gelmeleri yok mu,
Ve sığınmaları;
Savaş mağduru mültecileri kadar hayfılanmayı dahi unutarak,
Üstelik her biri terapi mağduru
Düşlerini satmamışlığın can havliyle
Düşüyorlar ıslak,nemli,cesur dudaklarından
Halihazır mezarcıklara bir bir.
Meral Meri/Hayata Tutunamayan Harfleri
Ve ölmüş gibi bana geri gelmeleri yok mu,
Ve sığınmaları;
Savaş mağduru mültecileri kadar hayfılanmayı dahi unutarak,
Üstelik her biri terapi mağduru
Düşlerini satmamışlığın can havliyle
Düşüyorlar ıslak,nemli,cesur dudaklarından
Halihazır mezarcıklara bir bir.
Meral Meri/Hayata Tutunamayan Harfleri
Füruğ Ferruhzad
'' Ben, beni bakışları ve dilleriyle yaralayan ve eziyet eden insanlardan uzaklaşmalıyım. ''
Füruğ Ferruhzad
Füruğ Ferruhzad
28 Şubat 2015 Cumartesi
Hasan Ali Yücel
Hasan Ali Yücel
Etiketler:
edebiyat,
eser,
Hasan Ali Yücel,
hümanizm,
söz,
ünlüşairler
Yalnız / Talat Sait Halman
Yalnız / Talat Sait Halman
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin.
Kuytular, tanrılarındır.
Çağlar ve sınırlar ötesinden
Sana hep seslenecek can çekişen kurbanlar.
Hangi ıssızlığa varsan
çağrışan açlar bulacaksın
Başaklar sallanırken tâ uzaklarda
Altın ve hayırsız,
Yaşamak yorgunu açlar
Bir kapkara iman gibi davet edecek
Seni görkemli beraberliğine.
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin
Korkular, tanrılarındır.
Bir ülkü uğruna kurban düşen yiğitler var:
Can yoldaşı, kan kardeşisin onlar için
Bir yaman türkü söylüyorlar sana.
Tarih
Kahraman sesleri hep boğmuş bir cellat
Dün, bugün ve yarın
En uzak güneşlere türküler yakanlar,
Bir coşkulu isyan gibi davet edecek
Seni görkemli beraberliğine.
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin.
Tenhadaki lanetli sular, tanrılarındır.
Ve bilir belki yaşlanan ırmak
Gölge olmak değil onun yazgısı,
Baş eğmemek, yiğitçe haykırmak;
Gölden göle, dağdan denize
Özgür akarak bentleri kırmak…
Kör kuyular, tanrılarındır.
Bilge olmaktır ırmağın yazgısı,
Sormağı bilmek yanıtsız soruyu.
Susmağı bilmek ve coşup durmağı.
Köhnemiş dağlara, ham meyvalara
Taze bir ses taşıyıp bir yeni çağ açtırmak.
Akıp giden bir akıldır ölüm,
bilir bunu su.
Toprakta hep ezilse de aşkın uğultusu,
Çağıldayan o ölümsüz pınarlar, ummanlar
davet edecek
Seni görkemli beraberliğine.
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin.
Aşkı sönük uykular, tanrılarındır.
Sen öyle soylu ve günseviler yarattın ki
Sevgililer, tek bir ağaç olmağa
Can atan güçlü bir orman gibi davet edecek
Sen görkemli beraberliğine.
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin
Bin gözle bakıp okşadığın
Açlar ve yiğitler, yoksullar ve sevenler
Sönmek diye bir yazgıya başkaldırarak,
Susarken yaman türküler söyleyen
Güneşler gibi
Davet edecek
Seni görkemli beraberliğine.
Talât Sait HALMAN
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin.
Kuytular, tanrılarındır.
Çağlar ve sınırlar ötesinden
Sana hep seslenecek can çekişen kurbanlar.
Hangi ıssızlığa varsan
çağrışan açlar bulacaksın
Başaklar sallanırken tâ uzaklarda
Altın ve hayırsız,
Yaşamak yorgunu açlar
Bir kapkara iman gibi davet edecek
Seni görkemli beraberliğine.
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin
Korkular, tanrılarındır.
Bir ülkü uğruna kurban düşen yiğitler var:
Can yoldaşı, kan kardeşisin onlar için
Bir yaman türkü söylüyorlar sana.
Tarih
Kahraman sesleri hep boğmuş bir cellat
Dün, bugün ve yarın
En uzak güneşlere türküler yakanlar,
Bir coşkulu isyan gibi davet edecek
Seni görkemli beraberliğine.
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin.
Tenhadaki lanetli sular, tanrılarındır.
Ve bilir belki yaşlanan ırmak
Gölge olmak değil onun yazgısı,
Baş eğmemek, yiğitçe haykırmak;
Gölden göle, dağdan denize
Özgür akarak bentleri kırmak…
Kör kuyular, tanrılarındır.
Bilge olmaktır ırmağın yazgısı,
Sormağı bilmek yanıtsız soruyu.
Susmağı bilmek ve coşup durmağı.
Köhnemiş dağlara, ham meyvalara
Taze bir ses taşıyıp bir yeni çağ açtırmak.
Akıp giden bir akıldır ölüm,
bilir bunu su.
Toprakta hep ezilse de aşkın uğultusu,
Çağıldayan o ölümsüz pınarlar, ummanlar
davet edecek
Seni görkemli beraberliğine.
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin.
Aşkı sönük uykular, tanrılarındır.
Sen öyle soylu ve günseviler yarattın ki
Sevgililer, tek bir ağaç olmağa
Can atan güçlü bir orman gibi davet edecek
Sen görkemli beraberliğine.
Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin
Bin gözle bakıp okşadığın
Açlar ve yiğitler, yoksullar ve sevenler
Sönmek diye bir yazgıya başkaldırarak,
Susarken yaman türküler söyleyen
Güneşler gibi
Davet edecek
Seni görkemli beraberliğine.
Talât Sait HALMAN
Neale Donald Walsch
'İyi hissetmek', kendinize son düşüncenizin GERÇEK, son sözünüzün BİLGE, son davranışınızın SEVGİ olduğunu söyleme yolunuzdur.
Neale Donald Walsch
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ben burada diri diri, bir mezara gömüImüş gibiyim.
Hiçbir intihar bu kadar şuurIu, bu kadar iradeIi, bu kadar sürekIi ve çetin oImamıştır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Hz.Mevlana
Ah! Ben ne renksiz ve belirsizim.
Ben kendimi olduğum gibi görebilsem.
Hz.Mevlana
Ben kendimi olduğum gibi görebilsem.
Hz.Mevlana
Meral Meri
"Öyle uzaklara hüzünlü bakma Atam;bir tek çocukluğum kırmızı- beyaz, neşe duyar oralardan"...
Meral Meri
18 Şubat 2015 Çarşamba
Birhan Keskin
Her gün kalbimin sızladığı bir memlekette yaşamaktan yorgunum.
Birhan Keskin
Albert Camus
Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.
Albert Camus
Özdemir Asaf
İnsansız adalet olmaz.
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun.
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun.
Özdemir Asaf
Orhan Veli
Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi...
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi...
Orhan Veli
Sabahattin Ali
Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı:
İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
Sabahattin Ali
Tezer Özlü
İnsanın başkalarına söyledikleri duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.
Tezer Özlü
Haydar Ergülen -MEKTUP NERESİ
MEKTUP NERESİ
Bir zarf açılınca
içi açılıyorsa kelimelerin
mektup odur
Bir zarf kapanınca
dışarıda kalıyorsa bazı kelimeler
mektup odur
Bir zarf daha uzağa
gitmeye hazırlanıyorsa
geride kalan mektuptur
kimseye göndermeyin onu
biraz önce yazdığınız mektubu
size gelmiş gibi okuyun:
Mektup yerini bulmuştur.
Haydar Ergülen
Bir zarf açılınca
içi açılıyorsa kelimelerin
mektup odur
Bir zarf kapanınca
dışarıda kalıyorsa bazı kelimeler
mektup odur
Bir zarf daha uzağa
gitmeye hazırlanıyorsa
geride kalan mektuptur
kimseye göndermeyin onu
biraz önce yazdığınız mektubu
size gelmiş gibi okuyun:
Mektup yerini bulmuştur.
Haydar Ergülen
Cemal Süreya
Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu
Namussuz bir çağ bu biliyorsun.
Namussuz bir çağ bu biliyorsun.
Cemal Süreya
Hz.Rabia
Sevgilinin uyarısından lezzet almayan, muhabbet davasında sadık kalamaz… Hz.Rabia
Rudyard Kipling
Eğer getirdiğin gerçeklerin, bir gün ahmakların elinde tersine çevrildiğini duyup da katlanabilirsen, yahut bütün ömrünü verdiğin değerlerin bir gün yıkıldığını görür de onları, yorgun argın ellerinle tekrar yapabilirsen...
Rudyard Kipling
Rudyard Kipling
Meral Meri/ Deniz Fenerine Yolculuk
Biri bana, "Sen gün gelecek sessizliğe sırılsıklam aşık olacaksın." deselerdi,kesin gülerdim!
Şimdi mi,sanırım gülmekten uzak bir ağlayış denizindeyim.
Hepsi bu,zaten bundan daha fazla bir şey de değilim.
Ya da bu sırılsıklam aşık olduğum sessizliğe ait olmak adına,
Özenli bir yol seçiyorum,ya da büsbütün yok olmak.
Kim bilir...
Şimdi mi,sanırım gülmekten uzak bir ağlayış denizindeyim.
Hepsi bu,zaten bundan daha fazla bir şey de değilim.
Ya da bu sırılsıklam aşık olduğum sessizliğe ait olmak adına,
Özenli bir yol seçiyorum,ya da büsbütün yok olmak.
Kim bilir...
Meral Meri/ Deniz Fenerine Yolculuk
Meral Meri
"Çünkü insan sevince laf olsun diye sevmez ,dünyayı yerinden oynatmalıdır,sevgi bunu bekler!"
Meral Meri
Sonuna Ekle Beni -Meral Meri
Sonuna Ekle Beni
Sonuna ekle beni
Başlangıçları çoktan tükettim
Yolun ortasındayım
Zannederim sonbahar
Şimdi her şeyi sakinlikle görebilirsin
Yakından her şey daha güzeldir,bilirsin
Sonuna ekle beni
Sarılınca gülmseyebiliriz de
Burası son de
Ekle kendine beni
Çünkü ben de tüm renkleri görmek istiyorum...
Başlangıçları çoktan tükettim
Yolun ortasındayım
Zannederim sonbahar
Şimdi her şeyi sakinlikle görebilirsin
Yakından her şey daha güzeldir,bilirsin
Sonuna ekle beni
Sarılınca gülmseyebiliriz de
Burası son de
Ekle kendine beni
Çünkü ben de tüm renkleri görmek istiyorum...
(Meral Meri)
4 Şubat 2015 Çarşamba
Özdemir Asaf -Ansızın
Ansızın
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım.
Özdemir Asaf
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım.
Özdemir Asaf
Etiketler:
Ansızın,
özdemir asaf,
şiir,
ünlü şairler
Korkuyorum
Korkuyorum
Öyle canım acıyor,ölesiye korkuyorum ki
İçim bu yüzden denizlerin dibi
Bu yüzden tozla kaplanmış dağlar gibiyim
Yapraklarım dökülüyor
Bir hışırtı içindeyim; hem ses var ,hem sessizim
Yanıtsız kalan cümlelerden farkım yok
Öyle seninleyim -öyle seninleyim ki
Korkuyorum ,canım yanıyor
Düş görüyorum gibi
Becerebildiğim bir hayal değilken sen
Ben düş gibi pervaneyim sen de
Dönüyorum dönüyorum ,ama bir parçam hala uzak bir kent gibi
Düşüp,kırılırken kimse kaldırmıyor
Buna karşın düş görmeye devam ediyorum,belki sen elimden tutarsın
Yerden kalkarım ,sen olurum da tamamlanırım gibi
Büyük umutları, büyük aşkıma çekiyorum
Yine de korkum beni karanlığa terk edip gidiyor
Sesim -sesine ulaşamaz ki böyle
Çünkü ben karanlıktayım!..
(Meral Meri)
Meral Meri
"Aklımda -kalbimde bir saniye bile eksik olmayan sana erişecek gücün yok!.."
Meral Meri
Necip Fazıl Kısakürek
Akılcı
Yalnız göze güvenen şu kör akılcıya bak!
Başını kuma sokmuş deve kuşundan ahmak!
1976
Necip Fazıl Kısakürek
Yalnız göze güvenen şu kör akılcıya bak!
Başını kuma sokmuş deve kuşundan ahmak!
1976
Necip Fazıl Kısakürek
17 Ocak 2015 Cumartesi
Cezmi Ersöz -Aşk ve Yurtsuzluk
Aşk ve Yurtsuzluk
Usul usul azalıyordu sevgisi, kalbi soğuyordu...
Aynı masada, yanyana oturuyorduk, ellerinden
tutuyordum... Akıntıya kapılmış bir çiçek gibi
bilmediğim, bilmediği uzaklıklara doğru gidiyordu...
Öyle acı çekiyordu ki sevgisinin azalmasından... Seni
artık özlemiyorum, eskisi gibi içimi acıtmıyorsun, bu
benim için ne büyük acı biliyor musun, derken sesi
titriyordu.
Dalından kopmuş bir çiçek gibi unutulmuş denizinde
usul usul sürükleniyordu... Sevgimiz yurtsuz kalmıştı
şimdi...
Can çekişen bir hastayı ölümüne hazırlar gibi,
nefesimi tutmuş saçını okşuyordum durmadan...
Sevgisi, yaralanmış çocukluğumuzu ve dünyayı
değiştirmeye yetmemişti.
Hayal kanatları yanmış sevgisini öksüz kalan sevgime
kattım. Sevgisi biterken gözlerime son bir kere
baktım. İnanmıştı çektiğim ızdıraba...
Son anda sarıldı bana:
Hadi, sen de benimle gel, birlikte karışalım
kayboluşa, dedi.
Yapamam, dedim, istesem de yapamam. Bu sevginin
ömrünü beklemeliyim...
Bu sevginin beni götürdüğü yere kadar gitmeliyim...
İçimde sırrın, kimseye benzemezliğin sızısı, yarım
kalan yolculuğun aşk yüzlü çocuğu var...
Sevgisi soğurken son tesellisi, son kıskançlığı, son
umudu bu olmuştu.
Cezmi Ersöz
Usul usul azalıyordu sevgisi, kalbi soğuyordu...
Aynı masada, yanyana oturuyorduk, ellerinden
tutuyordum... Akıntıya kapılmış bir çiçek gibi
bilmediğim, bilmediği uzaklıklara doğru gidiyordu...
Öyle acı çekiyordu ki sevgisinin azalmasından... Seni
artık özlemiyorum, eskisi gibi içimi acıtmıyorsun, bu
benim için ne büyük acı biliyor musun, derken sesi
titriyordu.
Dalından kopmuş bir çiçek gibi unutulmuş denizinde
usul usul sürükleniyordu... Sevgimiz yurtsuz kalmıştı
şimdi...
Can çekişen bir hastayı ölümüne hazırlar gibi,
nefesimi tutmuş saçını okşuyordum durmadan...
Sevgisi, yaralanmış çocukluğumuzu ve dünyayı
değiştirmeye yetmemişti.
Hayal kanatları yanmış sevgisini öksüz kalan sevgime
kattım. Sevgisi biterken gözlerime son bir kere
baktım. İnanmıştı çektiğim ızdıraba...
Son anda sarıldı bana:
Hadi, sen de benimle gel, birlikte karışalım
kayboluşa, dedi.
Yapamam, dedim, istesem de yapamam. Bu sevginin
ömrünü beklemeliyim...
Bu sevginin beni götürdüğü yere kadar gitmeliyim...
İçimde sırrın, kimseye benzemezliğin sızısı, yarım
kalan yolculuğun aşk yüzlü çocuğu var...
Sevgisi soğurken son tesellisi, son kıskançlığı, son
umudu bu olmuştu.
Cezmi Ersöz
Aşkın Odu Ciğerimi -Eşrefoğlu Rumi
Aşkın Odu Ciğerimi -Eşrefoğlu Rumi
Aşkın odu ciğerimi
Yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı
Çeke geldi çeke gider
Firkat kar etti canıma
Gelsin aşıklar yanıma
Aşk zencirin dost boynuma
Taka geldi taka gider
Bülbül eder zar ü efgan
Aşk oduna yandı bu can
Benim gönülcüğüm hemen
Hak'tan geldi Hakk'a gider
Arifler durur sözüne
Gayri görünmez gözüne
Eşrefoğlu yar yüzüne
Baka geldi baka gider
Eşrefoğlu Rumi
Aşkın odu ciğerimi
Yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı
Çeke geldi çeke gider
Firkat kar etti canıma
Gelsin aşıklar yanıma
Aşk zencirin dost boynuma
Taka geldi taka gider
Bülbül eder zar ü efgan
Aşk oduna yandı bu can
Benim gönülcüğüm hemen
Hak'tan geldi Hakk'a gider
Arifler durur sözüne
Gayri görünmez gözüne
Eşrefoğlu yar yüzüne
Baka geldi baka gider
Eşrefoğlu Rumi
Cahit Irgat -Yaşamak İstedikçe
Yaşamak İstedikçe
Ağaçlara kara kuşlar dadanmış
Elmalar delik deşik,
baba ölmüş, alacaklı sarmış evi
Yüreğimiz delik deşik,
Rüzgarların çeneleri çözülmüş
toprak bizi çekiyor
Dünyamız delik deşik.
Cahit Irgat
Gidelim Biz -Meral Meri
Gidelim Biz
-
Ödü kopuyor şimdi dünyayı sana zindan edenlerin;
Adaletin içine girip,taşları ayıklasana! diyorlar.
Susup susup,sen de öl diyorlar.
Bir şeyi seveceksen;gel diyorlar,sev bizi!
Hadi yavrum, usul usul gidelim biz,
Buralar bize tuzak gelir!
Hadi yavrum, usul usul gidelim biz,
İzmir,bizi bekler!
İçinde deniz olan her şey,
Çok çocuksu ,çok masum,çok mavi,çok beyaz.
Hadi yavrum, gidelim biz,
Esaretten kurtulanlar bizi bekler!
(Meral Meri)
-
Ödü kopuyor şimdi dünyayı sana zindan edenlerin;
Adaletin içine girip,taşları ayıklasana! diyorlar.
Susup susup,sen de öl diyorlar.
Bir şeyi seveceksen;gel diyorlar,sev bizi!
Hadi yavrum, usul usul gidelim biz,
Buralar bize tuzak gelir!
Hadi yavrum, usul usul gidelim biz,
İzmir,bizi bekler!
İçinde deniz olan her şey,
Çok çocuksu ,çok masum,çok mavi,çok beyaz.
Hadi yavrum, gidelim biz,
Esaretten kurtulanlar bizi bekler!
(Meral Meri)
Ataol Behramoğlu -Çok Sevdim Bir Zamanlar
Çok Sevdim Bir Zamanlar
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Ürpertili, sımsıcak tenini kadınların
Salmak serin sulara gövdemi
Düşüp gitmek ardına şiirin ve aşkın
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Varolduğumu düşünmeyi, ürpererek..
Karanlık bir odada küçük bir çocuk gibi
Yağmurdan ve yalnızlıktan ürperek
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Düşüncemi geniş ve sonsuz olanla birleştirmeyi
Hırçın ve ele geçmezce atılgan
Uysal ve usulcacık benim olan şeyi...
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Ve hep seveceğim beynim ve tenim varoldukça bu dünyada
Pırıl pırıl olani, her zaman bir güz diriliğinde
Değişmez ve değişken olanı sonsuzca...
Ataol Behramoğlu
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Ürpertili, sımsıcak tenini kadınların
Salmak serin sulara gövdemi
Düşüp gitmek ardına şiirin ve aşkın
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Varolduğumu düşünmeyi, ürpererek..
Karanlık bir odada küçük bir çocuk gibi
Yağmurdan ve yalnızlıktan ürperek
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Düşüncemi geniş ve sonsuz olanla birleştirmeyi
Hırçın ve ele geçmezce atılgan
Uysal ve usulcacık benim olan şeyi...
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Ve hep seveceğim beynim ve tenim varoldukça bu dünyada
Pırıl pırıl olani, her zaman bir güz diriliğinde
Değişmez ve değişken olanı sonsuzca...
Ataol Behramoğlu
William Yeats -Kimbilir Kaç Kişi Seni Sevdi
Kimbilir Kaç Kişi Seni Sevdi
Kimbilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi
Kaç kişi güzelliğini sevdi
Belki gerçek aşkla; belki değil
Ama bir tek kişi seni sevdi.
Bir tek kişi değişen yüzündeki hüznü sevdi.
William Yeats
Kimbilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi
Kaç kişi güzelliğini sevdi
Belki gerçek aşkla; belki değil
Ama bir tek kişi seni sevdi.
Bir tek kişi değişen yüzündeki hüznü sevdi.
William Yeats
Kerim Tunç -Kerim Tunç Sözleri
Bu güne doğru geldikçe daha az can yakar, can yıkar oluyor.
Bu güne yaklaştıkça daha çok gülebildiğini fark ediyor insan.
Kerim Tunç
Bu güne yaklaştıkça daha çok gülebildiğini fark ediyor insan.
Kerim Tunç
*
Bildiğim bir şey var.
Şunu unutmayın dostlar.
Her çeşmenin suyu içilmez.
Ama içmeden de o çeşmenin suyunun acı olduğu bilinmez.
Kerim Tunç
*
Hiç bir acıyı hafife almak gibi bir lüksümüz yok bizim.
Bir tek şeyi kalbimizin en görünen yerine yazalım.
Allah bizi seviyor.
Kerim Tunç
*
"İnsan gözyaşlarında kalbinin sesini ve sözünü dinler."
Kerim Tunç
Orası Rabbine kâl ile değil hâl ile nazlanma makamıdır.
Orası çok veren'den çok isteme makamıdır.
Orası hayret; orası minnet; orası teşekkür makamıdır.
Orası az önce nasıl duâ etmiştim diye unutup karşında duran adamı dinleyemeden
O bilmediğin duâyı durmadan kalben tekrar etme makamıdır.
Kerim Tunç
*
"Öyle hallere girer ki insan;
O hal seccadesi cebinde,secdesi kalbinde, duâsı gönlünün en acıyan yerinde gezen insanın, anlayabileceği bir haldir ancak."
Kerim Tunç
Yeryüzü mescid olur, canında ezanlar okunur her an Allah, zikri dokunur.
İşte o an ne oluyorsa Allah’ın bizi sevmesinden oluyor.
O hal bize Allah bizi seviyor diye geliyor.
Kerim Tunç
*
"Kelâm susar, içinden bir dua yol gösterir sana,ışık tutar o karanlık anlara."
Kerim Tunç
*
Sonra dönelim, yüzümüzü bu güne ve o günden bu güne doğru yürüyelim;
İçimizi yakan o acıyla birlikte.
Kerim Tunç
*
Gelin şu an bir yolculuk yapalım sizinle.
Kalbimizin acıyan yanlarından söze kapı açalım.
Kar tanelerinin elinden tutup
En çok canımızın yandığı herhangi bir ân'a doğru yola çıkalım.
Kerim Tunç
Kerim Tunç
Ne garip değil mi?
Hiçbir acı hiçbir dert hiçbir keder ,ve hüzün ilk günkü gibi taze kalmıyor.
Kerim Tunç
Meral Meri / Kısa Kent Şiirleri
Darılma sen duvarların siyah diye
Elbet onun da içi dua'dadır
Nasılsın? da diyenin yoksa insanca
İçlenme sakın; dayan Allah'a
Zafer senin ona güvenindedir
Saklında kalmışsa eğer gönül derdin
Ekbere hidayet eyle
Kalk!
İnançla ışığına yürü!..
Meral Meri / Kısa Kent Şiirleri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)