16 Aralık 2014 Salı

Özdemir ASAF

Ne güzel şarkılar vardı eskiden,
Hayal içinde yaşatırlardı,

Güldürür, ağlatırlardı..
Duymadan biz, düşünmeden,

Her an bir asır kadardı,
O zaman herkes uzaktı ölümden..

Candan sevdiklerimiz vardı;
Hepsi başka güzeldi, bizi tanımazlardı,

Bütün yollarımız geçerdi gül bahçelerinden..
Ne güzel zamanlar vardı eskiden...

Özdemir ASAF

Paulo Coelho

"Hiçbir şey yapmıyorum...
Çünkü bir insanın hayatındaki en önemli şeyi yapıyorum:
Kendimi dinliyorum..."

Paulo Coelho

Nazım Hikmet Ran

Günaydın o gül yüzlü sevdiğime, 
Günaydın yeryüzünü aydınlatan yeni güne, 
Günaydın gün görmek için bekleyene, 
Günaydın..

Nazım Hikmet Ran

İskender Pala / Katre-i Matem

Kadın dedi ki:
Meğer ne kadar vefasızmışsın!
Bunca yıl geçti aradan ne bir mektup ne bir haber?

Adam dedi ki:
Ey sevgisi kalbimde yer edinen selvi boylu, senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?

İskender Pala / Katre-i Matem

Turgut UYAR

Kabul,
bir kez yolda karşılaşalım
onunla da avunacağım.
adımı sesince duymaktan vazgeçtim,
sesini duysam, susacağım..

Turgut UYAR

Sunay Akın

Eskiden oturduğun o mahalle var ya orayı özlersin.
Çocukluğunu özlersin.
Senden gidenleri özlersin.
Ölen yakınlarını özlersin.
‘Artık işime yaramaz’ deyip de çöpe attığın,
Ya da birisine verdiğin oyuncaklarını özlersin.
Geride bıraktığın insanları özlersin.
En kötüsü ne biliyor musun?
Özlediklerinin hiçbirisi geri gelmez.
Sadece “Özlersin”...

Sunay Akın

Necip Fazıl Kısakürek

''Seneler vurmadan silgiyi, bağlayın kitapla bilgiyi.''

Necip Fazıl Kısakürek

Nazan Bekiroğlu

Herkesin başını alıp gidesi vardır 
ama aklındakileri sığdıracak bavul bulamaz...

Nazan Bekiroğlu

Dua Gibi -Meral Meri

Dua Gibi

Yaşıyoruz arkadaş;
Tütsülerin dumanında,
Fırtınanın savurduğu su tanelerinde,
Annelerin ninnilerinde,
Ve babaların o muazzam vazgeçilmez dualarında;
Saklanmaksızın yaşıyoruz
Hiç öldürülmeden hem de  gece gündüz.
Duasız yaşanmıyor tabi arkadaş,
İşin değilse de yaşamın sırrı tam da burada;
Çünkü muhtacız deli gibi değilse de akıllı gibi kalmaya-
Ve gözetilmeye muhtacız.
Zira derin bir vurgu gibi
Sahiplenilmek ne güzeldir
Çünkü kelamsız olmuyor her işin başına gelen
ve bizlerin başına gelebilecek en hoş gönül alıcısıdır kelam.
Konuşmak bu denli mühimdir yani,
Kokuşmaktan ziyade elbet.

(Meral Meri)

Meral Meri

Ne ararsan ara o uzakta değildir
Senden sen uzakta kalmadıkça.

(Meral Meri)

Ryan Tedder-Meral Meri

Ryan Tedder
-
Rakibin olmadan asla
Yarışı kazanamazsın
Artık geriye bakmadan
Nasıl oldu demeden
Tanımalısın kendini
En küçük kuşku
Derinlere
Denizlere eker seni
Eninde sonunda
Rakibini tanımalısın...

(Meral Meri)

2 Aralık 2014 Salı

DADALOĞLU

DADALOĞLU




Hayatı ve Şiirleri

19'uncu yüzyılda yaşadı. Asıl adı Veli. Türkmen aşıklarının önde gelenlerinden. Kul Mustafa mahlasını kullanan Aşık Musa'nın oğlu. Az da olsa eğitim aldı. Avşar beylerinden Küçük Alioğlu ile Kozanoğlu'nun yanında imamlık, katiplik yaptı. Şiirlerinde göçerlik koşullarını, döneminde orta Anadolu'da hüküm süren aşiret kavgaları ve aşiretlerin Osmanlı ile savaşlarını yansıtır. Dili Anadolu Türkmen boylarının kullandığı halk Türkçesidir. Asıl ününü kavga türküleri ile yaptı. Yüz kadar şiiri sözlü kaynaklardan derlenerek günümüze kadar ulaştı.



ASLIMI SORARSAN AVŞAR SOYUNDAN

Aslımı sorarsan Avşar soyundan
Ayrı düştüm aşiretten beyimden
Pınarbaşı'ndan da beş yüz evinen
Çıkıp da cana kıyanlardanım

Çekerim çileyi böyl'olsun bugün
Alırım mı sandın şol Kozan Dağın
Biz bir kurt idik de Bozoklu köyün
Ürkütüp sürüsün yiyenlerdenim

Dadaloğlum der de böyle olmazdım
Gördüğüm günlerin birini görmezdim
Kavga kızışınca geri durmazdım
Meydanda kardaşa kıyanlardanım


HER SABAH SEYRAN GEZERKEN

Her sabah, her sabah seyran gezerken
Iras geldim selvi boylu fidana
Top top olmuş kirpikleri bölünmüş
Hoş benzettim samur kaşlar kemana

Al yanağın elmas m'ola kar m'ola
Capraz vurmuş düğmeleri dar m'ola
Acep mislin şu cihanda var m'ola
İnsem gitsem Hindistan'a Yemen'e

Eliftir kirpiği İra'dır kaşı
Bu güzellik sana Mevla bağışı
Arasam cihanda bulunmaz eşi
Hiç mislin gelmemiş devr-i zamana

Dadaloğlum der de, hûbların hası
Ferhat'ın Şirin'i Mecnun Leyla'sı
Aklım eğlencesi gönlüm yaylasi
Bir yel esti başımdaki dumana



KALKTI GÖÇ EYLEDİ AVŞAR ELLERİ

Kalktı göç eyledi Avşar elleri
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eder ırağı
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir

Belimizde kılıcımız Kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın, dağlar bizimdir

Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koçyiğitler yere serilir
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir


YEDİ İKLİM DÖRT KÖŞEYİ DOLANDIM

Yedi iklim dört köşeyi dolandım
Meğer dünya her tarafta bir imiş
Ben dünyayi Al'Osman'ın sanırdım
Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş

İrili ufaklı insan piç oldu
Onlar doğdu geçinmesi güç oldu
Altı Arap atı şahbaz nic'oldu
Mamur sandım yalan dünya çürümüş

Okuduğun tutmaz oldu alimler
Kalktı da adalet arttı zulümler
Terlemeden mal kazanan zalimler
Can verirken soluması zor imiş

Kulak verdim dört koşeyi dinledim
Meğer gıybetimi eden coğ imiş
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden
Az yaşayıp dem sürmesi yeğ imiş

Dadaloğlu'm der ki sözüm vasiyet
Benim sözümü dinleyene nasihat
Besmelesiz kazanılan piç evlat
O da dünyada ziyankar imiş


YİNE TUTTU GAVUR DAĞ'IN BORANI

Yine tuttu Gavur Dağ'ın boranı
Hançer vurup açarlardı yaramı
Sana derim Mıstık Paşa ereni
İçindeki bunca beyler nic'oldu

Sabahaca kandilleri yanardı
Soytarılar fırıl fırıl dönerdi
Ha deyince beşyüz atlı binerdi
Sana inip konan beyler nic'oldu

Ağlayı ağlayı Dadal'ım söyler
Vefasız dünyayı şu insan n'eyler
Bir yiğidi bir kötüye kul eyler
Şimd'en sonra yaşaması güç oldu


YÜCE DAĞ BAŞINDA KAMBER TAY OLUR

Yuce dağ başında Kamber tay olur
Korkarım ki emeklerim zay'olur
Sevda sevda derler üç beş ay olur
Bizim sevda senesini doldurur

Arkını yaptım da suyu akmıyor
Kahpe felek hiç yüzüme bakmıyor
Çok yuva bekledim cücük çıkmıyor
Boş yuva bekleyen yoz kuşa döndüm

Şu felekle bir oyuncak oynadım
Oynadım da oyunumda yenildim
Farzını kıldım sünnetinde yanıldım
Beş vakit namazı kılmışa döndüm

Der Dadaloğlum da nedip n'etmeli
Sözlerimi birem birem tutmalı
Mirasçıya kalacak malı n'etmeli
Üç beş oğlan olmadıktan gerü



SANA DERİM HASAN KALESİ

Sana derim Hasan Kalesi sana
Alt yanında döğüş oldu, yön oldu
Yiğit olan yiğit çıktı meydana
Koç yiğitler arap ata bin oldu.

Akşamki gördüğüm şu kara düşler
Hesaba gelmedi kesilen başlar
Eyerlen atımı küçük kardaşlar
Hünkâr tarafından bize gel oldu.

Akşamınan ikindinin arası
Aldı beni şu düşmanın yarası
Ecel geldi ölmemizin sırası
Ağladı el-oba gözü kan oldu,

Dadaloğlu'm der ki belim büküldü
Gözümün cevheri yere döküldü
Üçyüz atlı ile cenge çıkıldı
Yüzü geldi iki yüzü dön oldu.


ILGIT ILGIT SEHER YELİ ESİYOR

Ilgıt, ılgıt seher yeli esiyor
Gâvur dağlarının başı dumanlı.
Gönül binmiş aşk atına aşıyor
Bire beyler cünunluğun zamanı mı?

Aşağıdan iskân evi gelince
Sararıp da gül benzimiz solunca
Malım mülküm seyfi gözlüm kalınca
Kaypak Osmanlılar size aman mı?

Aşağıdan iskan evi geliyor
Bezirgânlar koç yiğide gülüyor
Kitabın dediği günler oluyor
Yoksa devir döndü âhir zaman mı?

Aşağıda akça çığın ötünce
Katar başı mayaların sökünce
Şahlan ferman Türkmen ili göçünce
Daha da hey Osmanlı'ya aman mı?

Dadaloğlu'm sevdası var başımda
Gündüz hayalimde, gece düşümde
Alışkan tüfekle dağlar başında
Azrail'den başkasına aman mı?


KOŞMA

Çıktım yücesine seyran eyledim
Cebel önü çayır çimen görünür.
Bir firkat geldi ki coştum ağladım
Al yeşil bahçeli Kaman görünür.

Şaştım hey Allah'ım ben de pek şaştım
Devrettim Akdağ'ı Bozok'a düştüm
Yozgat'ın üstünde bir ateş seçtim
Yanar oylum oylum duman görünür.

Biter Kırşehir'in gülleri biter
Çığrışır dalında bülbüller öter
Ufacık güzeller hep yeni yeter
Güzelin kaşında keman görünür.

Gönül arzuladı Niğde'yi, Boru
Gün günden artmakta yiğidin zârı
Çifte bedestanlı koca Kayseri
Erciyaş karşısında yaman görünür.

Dadaloğlu'm da der zatından zatı
Çekin eyerleyin gökçe kır atı
Göçmek değil bizim ilin muradı
Ak yâre gitmemiz güman görünür.

DRİTERO AGOLLİ * Yürek

DRİTERO AGOLLİ * Yürek
Dağlar, dağlar, dağlar,
Demir yüklü, yiğitlik ve tohum yüklü!
Hiçbir yere sığmazsınız,
Yalnızca yüreğim, yüreğim içine alır sizi!

Aşk- Günter GRASS

Aşk

İşte hikâyemiz böyle dostlarım
Şu parasız yapılan alışveriş
İşte borç kartımız, çakıverin imzayı
Yorgan daima kısa gelirmiş
Bu uç, şu uca ulaşamazmış
Diyebilir misiniz amma da iş

Aramak onu ufukların ardında
Arada düşmüş yaprakları tekmelemek
Ovmak bir çıplak ayağı
Bütün yürekleri kiraya vermek
Ya da bir aynalı odada
Bir otomobilde
Kaporta aya doğru dikilmiş
Masumluk, duruversin istediği yerde
Nerede başlatırsa başlatsın cümbüşünü
Sesler tiz perdeden kadıncıl ve sonsuz
Bir başkalık belirir her seferinde

Gişelerin önünde, henüz açılmamış
Kenetlenmiş eller durmadan çıtırdar
Kuyrukta süngüsü düşmüş bir adam
Bir zayıf yaşlı bayan
Ve sinemadaki filim
Bir büyük aşkı ilân eder neonlu ışıklar
Çarşaf gibi reklamlarda
Senaristin de garantisi var.

        Günter GRASS

Meral Meri


Say ki,tüm yaşadıkların ciddi ciddi yaşadıkların olsun
Gülüp-geçerken iyi bir bahane gibi.
Düşün,yaşadıkların bahanen olsun; sızlandıkların için!

(Meral Meri)

Yürü Benimle-Meral Meri

Yürü Benimle
-
Artık önemi yok;
dün dün de kaldı,
Üzüntüler de geride.
Kaybolmak
Yürümekle geçer,
Mutluluk yürümekle.
*
Şimdi eline bir çiçek al ,ve yürü benimle!
Maskeler de düşecek ,göreceksin.
Şimdi eline bir çiçek al ,ve yürü benimle!
Biliyorum ,duymak istiyorsun;
çiçeklerin sesini.
Biliyorum,onlar gibi olmak istiyorsun;
Sevgi ve iyilikle.
Artık önemi yok ;
dün dün de kaldı,
Üzüntüler de geride.

(Meral Meri)

Nazan Bekiroğlu

İlâhi adalet vardır ve tahmin ettiğimizden çok daha fazla tatmin edicidir. Nazan Bekiroğlu

Sezai Karakoç

Seni öldürmeye gelen, sende hayat bulsun. Sezai Karakoç

Şeyh Edebali

Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şeyh Edebali

Tomris Uyar

Sessiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur. Tomris Uyar

Yusuf Has Hacib

İnsan, kalbini eline alıp utanmadan dolaşabilmelidir. Yusuf Has Hacib

Samipaşazade Sezai

Ağlamak, vücudumuzda kalan son kuvvetin feryadıdır. Samipaşazade Sezai

Şems-i Tebrizi

Kalk, silkelen, kendine gel. Umutsuzluğa sarılma. Umutsuzluk şeytandan, ümit etmek ise Allah'tandır. Şems-i Tebrizi

Nuri Pakdil

Güven yoksa, dostluk olmaz. Nuri Pakdil

Dostoyevski

Gerektiği zaman ağlamaktan çekinme. Çünkü gözyaşları, söyleyemediklerini söylemek için vardır. Dostoyevski

Mevlana

Her şeye canını sıkma ey gönül, Ne bu dertler kalıcı, Ne de bu ömür. Mevlana

29 Kasım 2014 Cumartesi

Kerim Tunç - Gitme İstemem (Mesnevi'den)


SEN -Yaşar Nabi Nayır

SEN

Aşkını gözlerinle, dün, kalbime işledin,
Bir sanatkâr, eliyle, oyar gibi mermeri.
Rüzgâr yüzü görmeyen ufkumda genişledin
Bir fırtına halinde koptuğun günden beni.

Daha fani olaydı kurtulurdu zarardan,
Aşkım ki farkı yoktur bir dağ başında kardan.
Gururuma basarak üstüne çıkanlardan
Dönmeyen bir sen varsın, yalnız sen varsın geri.

Nasıl taşta çeliğin izi kalırsa derin,
Üstüne satır satır öyle nakşoldu yerin.
Üzülme, senden sonra kalbime girenlerin
Yalnız senin aksindir orda görecekleri...

Her geçen gün bir aşkın gevşetirken bağını,
Her geçen yıl aşkıma yeni bir hız bıraktı.
Onda bulmuş gibi hayatın kaynağını,
Bu ateşle yanmasa kalbim vurmayacaktı...

Kalbim vahşi bir kuştu, kendi yurdunda sultan,
Ona gurur vermişti güneşten emdiği kan.
Daha dün bir çığ gibi inerken dağlarından
Bugün karşında sakin bir su halinde aktı.

Hangi ruh duydu seni benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri, sana, görmeden baktı...
Yaşar Nabi Nayır

Sait Faik Abasıyanık-O VE BEN

O VE BEN

Sana koşuyorum bir vapurun içinden
Ölmemek, delirmemek için.
Yaşamak; bütün adetlerden uzak
Yaşamak.
Hayır değil, değil sıcak
Dudaklarının hatırası
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı.
Gözlerine bakmalıyım
Sesini işitmeliyim
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem
Bana su, bana ekmek, bana zehir
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım
Sensiz edemem.

Sait Faik Abasıyanık

ARTIK GÜLÜMSE -Nurettin Durman

ARTIK GÜLÜMSE
Artık telaşlı bir akşamdayız
Bakışlarımıza ram oluyor tabiat
Bizden biridir gizli kalmıştır acıları
Meteor nereye düşmüştür
Bıçak nereye saplanmıştır
Kurşun nereye doğru hız almaktadır
Anası karalar bağlayan çocuk
Sevgilim ah sevgilim
Bu ne haldir ki gitmiyor.

Bu çilekeş coğrafyada
Bu kanlı yer yüzü parçasında
Ey tahammül zırhını kuşanan beden
Destan yazdım diyemiyorum kalbim ağrıyor
Artık telaşlı bir akşamdayız. Olmuyor.

Olmuyor
O muhteşem deviriş o rahmet rüzgârı
Gözlerimiz yoldadır, olmuyor
Ah gelip kalbime taht kuran imge
Artık gülümse çünkü olmuyor.
Nurettin Durman

Halil Cibran

Bazen uzakta olan bir dost, yakında elinizin altında olan bir arkadaştan daha iyidir.

Halil Cibran

EFENDİM BİR MAVİ DAHA ALMAZ MIYDINIZ -Meral Meri

EFENDİM BİR MAVİ DAHA 
ALMAZ MIYDINIZ
-
Aklım bir yeryüzüdür efendim,
ölür gibi dağınıktır.
Efsunludur yüreğim efendim,
kim alsa içinden içine iz bırakır.
Saatler var ki efendim,
ne yaptığım iş iştir, ne de vaziyetim bir gidiş...
Efendim,sanırım ben her an sizinleyim!
Karışık durumlar içindeyim...
Velhâsıl siz ,siz efendim, hiç de öyle gözükmüyorsunuz;
her adım, her an düzgün bir kanat çırpışınız var hürriyete.
Belki yanılıyorum,lakin zaman sizden bana daima durgundur;
Oradan buraya bu nasıl olur efendim?
Hiç sesiniz soluğuma yakın değilken hem de.
Bu nasıl bir perişanlıktır bir bilseniz efendim!
Ölü denizin türküleri küllenirdi elbet,
hakiki bir gidişe doğru, "Âlemlerin Rabbi'ne" gider gibi...
Siz de azıcık insaf ,azcık sevgi, azıcık ram var ise, hatırlayınız derim efendim,
hatırlayınız gülüşlerimi,hatırlayınız silmeden önce!
Ama üzerinize ay-yıldızlı bir esenlik de çöksün isterim,
Ve şerefli bir haysiyetle birleşip
onurum da gururunuza bulaşsın isterim,
çünkü muhtaçlıktan da özgürlüğe çıksın isterim...
Ah efendim!
Bu gördüğünüz ne cennettir ne de cehennem;
silinen bir şeydir gözlerinizden...
Çekin onu efendim ,çekin, yepyeni perdeler var sizin için!
Karanlıktır lakin ,sıfatsız değildir kendileri;
o bir zamirdir efendim, hiç de pespaye olmayan.
Aklım bir yeryüzüdür efendim,
ölür gibi dağınıktır.
Isırgan otlarına bulanır efendim,
kendisi yaşayan bedenleri dağlamaktadır...
Ona da on katarlar efendim,
o sayısız yalnız bir harfin binlercesidir...
Yine de daima kendine gariptir efendim,
kabul buyrulmamış bir in olsa gerek kendileri,
çünkü orada ne su ,ne ışık ,ne de yiyecek vardır;
açlıktır hasıl gelen, bir kendine efendim,bir kendine zulüm eder kendi işkencesi...
İşte efendim,o yeryüzünün aşkını çoktan tüketmiştir...
Ölen biri için efendim ,kaç kez daha aşk vardır? 
Kaç ölüm ,kaç kaçış daha vardır bizi kucaklayıp yok eden?
"Ölmek değil,yaşamaktır aslolan." derdi, bir kendisi- bir kendine.
Şimdi efendim,dağılmak nedir gel de gör bizi!
Gelirken efendim,gelirken bomboş geliniz!
Zira gökyüzü bugün açık mavidir,bulutsuz ve yağmursuzdur;
yani düşmemecesine bir şey,yani yeni bir yol,
yani aşk efendim,aşk!
Bir mavi daha almaz mıydınız?
Çünkü efendim,sizinle sohbet daima güzeldir!
Siz hep mavi alın, ben de aşkı anlatayım hep size.

(Meral Meri)

Abraham Lincoln

Hiçbir şeyden asla vazgeçme; Vazgeçenler yalnızca kaybedenlerdir.

Abraham Lincoln 

Ahmed Arif

Canım benim
Bilir misin?
Canım dediğimde içimden canımın çıkıp
Sana koştuğunu duyarım hep.

Ahmed Arif

Paulo Coelho

Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır.

Paulo Coelho

Konfüçyüs

Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen adamdır.

Konfüçyüs

Özdemir Asaf

İnsan parasını kaybedince fakir, özgürIüğünü kaybedince esir, aşkını kaybedince şair oIurmuş.

Özdemir Asaf

Mevlana

Sevdası büyük olanın imtihanı da ağır olur.

Mevlana 

Kerim Tunç

Bazen derin bir nefes alıyorum, sonra sessizce bırakıyorum.

Kerim Tunç

19 Ekim 2014 Pazar

Metin Demirtaş-GÜZEL İKİNDİ

GÜZEL İKİNDİ

Eğerek mavi kirpilerini
Uğrun uğrun bakıp geçtin
Başımı döndürdü ergen gül kokun

Esrik bir hava estirdin
Gençlik günlerimden
Ne çıplak kuğu boynun
Ne körpecik ağzın
Kayan bir yıldız gibi geceden
İki mavi göz indi yüreğime
O kokulu güzel ikindiden

Metin Demirtaş

FİNAL -Paul Geraldy

FİNAL
Demek hiç bir şeyi unutmuyorsun peki
Öyleyse elveda, haydi git
Birbirimize söyleyecek hiç bir şeyimiz yok;
Müsaade ediyorum, gidebilirsin
Maamafih biraz daha bakle
Yağmur yağıyor... Bekle ki kesilsin
Dışarısı çok soğuk onun için iyi giyin
Aslında kışlık bir manto giyinmen lazımdı
Her şeyini iade etmedim mi?
Bende sana ait hiç bir şey kalmadı
Mektuplarını ve resmini almıştın...
Madem ki ayrılıyoruz bana bir kere daha bak;
Fakat dikkat et ağlamayalım,
Zira bu aptallık olur
Zavallı kafalarımızın seviştiğimiz günleri
Tekrar yaşaması için, ne kadar da kuvvet sarfetmesi lazım!..
Güya hayatlarımızı birbirimize ebediyyen vermiştik
İşte, şimdi tekrar geri alıyoruz
Bundan sonra ikimizde kendi ismiyle
Başka yere gezmeye, yaşamaya gideceğiz
Şüphesiz bir müddet ıstırap çekeceğiz sonra
Hataları affeden yegane şey;
Unutkanlık gelecek...
Ve diğer insanların arasında sen ve ben olacağız
Böylece mazime karışacaksın
Belki tesadüfen sokaklarda birbirimize rastlayacağız
Benim görmediğim elbiselerle sen geçerken,
Ben kaldırım değiştirmeden sana sadece uzaktan bakacağım...
Sonra birbirimizi uzun yıllar görmeyeceğiz.
Dostlarımız benden sana haberler verecekler;
Ben ise, hayatım, kuvvetim ve her şeyim olan senin için
Nasıldır diyeceğim...
Koca aşkımız bu küçük kalpte miydi?
İlk günler acaba deli miydik?
Tanıştığımız an ki heyecanları hatırlıyor musun?
Sevişiyorduk... İşte , aşkımız buydu...
Birbirimize karşılıklı "Seni seviyoum" demek
Ne kadar kıymetliymiş Allahım!
Hakikaten garip.Demek herkes aynı kelimeyi mırıldanmış : Sevmek!
O halde bizde diğer insanlar gibiydik...
Ne çok yağmur yağıyor. Bu havada gidemessin,
Öyleyse kal... Evet kal, anlaşmaya çalışacağız...
Bilinmez ki, kalplerimiz değişmelerine rağmen
Belki eski günlerin tatlı anılarını hatırlayacaklar...
Elimizden gelen her şeyi yaparız
Birbirimize karşı daima iyi olmaya çalışırız.
Malum ya nihayet eski bir alışkanlığımız var.
Oturuver benim yanımda, eski sıkıntıların başlasın
Bende senin yanında eski sıkıntılarıma dalayım.
Paul Geraldy

Puşkin

Elbiseni yeniyken, şerefini gençken koru.  

Puşkin

Anton Çehov

İnsanlar eğlenebildikleriyle arkadaş olurlar, anlatabildikleriyle dost, ağlayabildikleriyle kardeş.  

Anton Çehov

İmam Gazali

Say ki öldün. Yalvardın, yakardın, sana bir gün daha verildi. Bugünü o gün bil, öyle yaşa.       

İmam Gazali

Yahya Kemal

İnsan âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.

Yahya Kemal

Peyami Safa

İnsan, dünyanın en geç olgunlaşan meyvesidir.      

Peyami Safa

Aliya İzzetbegoviç

Dürüst olan ile kabiliyetli olan arasında bir tercih yapmak durumunda kalırsanız eğer, dürüst olanı seçiniz.

Aliya İzzetbegoviç

Goethe

İnsanları birleştiren duygular, ayıran ise fikirlerdir.  

Goethe

BAŞKA TÜRLÜ

BAŞKA TÜRLÜ

..başka türlü bir şeydi bu ...
lisanı başka ...aşkı başka...
yüreğini gezintiye çıkartan adamın son cümleleriydi bu ...
başka türlü bir şeydi düşünce..
kurgusuna kuşku bulaşmamış,
rengi saydamlığın izinde bir mercanımsı göz bakışı ,
bir izdi bu..
yüreğini gezintiye çıkartan adamın son cümlesiydi ,son tuvali boyaların ,
fırçanın,kalemin diliydi suskun yüreği...

Meral Meri

Virginia Woolf

“Ne hoş bir güzelliği vardır, dünyadan hafif adımlarla gülümseyerek geçenlerin.”

Virginia Woolf

Simone Weil


“Onu yaparken, bir iyiliğin mutlak olarak imkânsız olduğunun bütün ruhunla bilincindeysen, bu iyi bir harekettir.”

Simone Weil

Ahmet Muhip Dıranas

1939


Bin dokuz yüz otuz dokuz:
Karanlıkların içinde
Ölülerle yaşıyoruz.

Puslu havayı sever kurt;
Kaplamakta gökyüzünü
Kurşundan ağır bir bulut.

Her şey uyuduğu zaman
Kıracak zincirlerini
Gecede uyanık duran

Ahmet Muhip Dıranas

Hilmi Yavuz-Bulutlanma Sonnet Si

Bulutlanma Sonnet Si

öylesem hüzün olur, söylemesem de hüzün;
zaten sözler de bezgin... kime anlatılsın?
âh, dil’den ürker olduk; kimse dil’in bir düğün
olduğunu bilmiyor; bir kenara atılsın
diye bekliyor şiir... yılışık ve savurgan
çok boyalı bir gülün yükselişi... ne hâzin!..
giderek kendimize sığınacak korugan
bile bulamayarak... –ve elbette magazin
bir yalnızlık edinip, n’olacaksa olacak
diye yollara vurmak... terkide kaldı atım!
aşklar bile sindiler, saklanıp köşe bucak;
kalbimiz aksadata, âh, hazlar alım satım...

ve giderek aynada nedensiz kırılmalar;
dil bitti!.. söz susuyor!.. bende bulutlanmalar...

Hilmi Yavuz

Güven – Cahit Sıtkı Tarancı

Güven – Cahit Sıtkı Tarancı


Bayramdı
Orhan Veli’yle beraberdik
Boğaziçi vapurunda
Aşiyan’a gidiyorduk
Fikret’in elini öpmeye
Bir baktım üzgün koca şair
Bir baktım güneşler içinde
Hiç söz açmadı Haluk’tan
Dilinden de düşürmedi
“Bu memlekette de bir gün sabah olursa Haluk”
Cahit Sıtkı Tarancı
-Otuz Beş Yaş-


Seni Seviyorum – Süreyya Berfe



Seni Seviyorum – Süreyya Berfe

 1.
Yazarken kağıtları karıştırdım
sayfaları değil.
Bir bak
cinsinden en iyi sen anlarsın.
Taşları, tahtaları, boyaları bilen
kağıtları da bilir.
Cinsinden en iyi sen anlarsın.
Seni seviyorum.
“Seni Seviyorum”u
hiç bu kadar özlememiştim.
“Seni Seviyorum”dan
bazan sıkılmıştım bile.
“Seni Seviyorum”un
harfleriyle, heceleriyle
iki sözcüğüyle can buldu
canlandı, ruh kazandı.
“Seni Seviyorum”un
gerçek olduğunu gördüm.
“Seni Seviyorum”, uykumun kaçması
bozulması dengemin.
– Saat kaç?
– Bilmem. Seni Seviyorum.
Seni seviyorum.
Gelecek yılı özleyen
son kuşlar kadar.
“Seni Seviyorum” dediğin
sesin kadar.
“Seni Seviyorum”un ilk mimarı sensin.
Ne kadar abarttım değil mi?
Sen öyle san.
Bir bak sesine, kendine, varlığına.
“Seni seviyorum” yerine
“çay içmeye gidiyorum” desen
aynı şey.
İstersen başka birşey söyle.
“Tahammül edemezsin” de.
Sana tahammül edemeyeceğimi düşünüyorsan
tahammülü düşünüyorsan
işte o zaman, tam o zaman
çok seviyorum seni
tahammülün sabrı kadar çok
Hiç ama hiç sevmediğim
bir şeyi sevdirdin.
Yüzeysel, biçimsel olanı derinleştirdin.
İçini doldurdun, anlam kazandırdın.
Yanılttın beni.
Bilmezdim, bilemezdim
ne olduğunu bilmeden gidecektim.
Niteliğini ve niceliğini
kafama kaktın.
Sen, adım gibi eminim
eksiksiz, kusursuz
“Seni seviyorum” dedin.
Gafil avlanmıyorum artık
“Seni seviyorum”dediğin zaman.
Umudum, bir çingil üzümüm
senin işin zor bu dünyada.
Yüzünü denize, dağlara
kayalara, taşlara, hayvanlara dön
Seni seviyorum.
Ne tohum gördüm, ne de fidan bildim.
“Ha” desen topraklığımdan vazgeçecektim.
Neredesin? Nereye saklandın?
Doğrudürüst saklan da görebileyim seni.
Sakla gölgeni de.
Nasıl işliyorsun, görmediğim
bilmediğim gergefini iliklerime, nasıl.
Dudaklarında benli bir tat
ben, sadece bakıyorum
kırlangıç kanatları soyuyor seni:
Kokusunu da soluğunu da duyuyorum çıplaklığının
burnumun yerinde olmak istiyorum.
Seni seviyorum.
Yarın denize, balığa çıkacağım
sen işlerini yaparken
bir not bulacaksın masanın üstünde.
Önceden söyleyeyim de şaşırma.
Bu bir ilan-ı aşktır.
“Böyle şeyler bir defa olur” deme
sayısı bilinmez
ama yeri ve zamanı gelince olur.
Ne yazıyor notta?
“Sen ömrümüzsün bizim”.
Benimki bir gün biter.
İmza, Süreyya.
Benimki hiç bitmez.
İmza, Deniz.
Gözün daldı, görüyorum.
Bir sarmaşığın ruhu geziniyor
yanımda, yöremde.
Sarıp özümü alacak
dal budak salacak.
Sen, hep ısrar edeceksin:
“Havalar soğumuştur. Üşüyorsundur.
Bir kazak giy üstüne, hastalanırsın.
Biliyorsun sana hastalanmak yasak.”
Çeksene şu sarmaşığı kendine
biraz daha dursa
sesini boğacak korkuyorum
Seni seviyorum
Otları sökülmüş taş aralarıyım.
Yarıklar içinde her yanım,
izmaritler, ayçiçeği kabukları
ters dönüp ölmüş böcekler
son yağmurlardan kalan boraz izleri
almış otların yerini.
Bakıp bakıp o taş aralarına
bakıp bakıp sana
“Çabuk eve gel
sana birşey okuyacağım diyorum.
Aklımı yıkıyorsun
Seni seviyorum.
Yağmura ve kara bayılıyor şairler.
Doluya yüz veren yok.
ya da ben rastlamadım.
Hadi gel doluya bir şiir yazalım
yağmurdan kaçışına
kışı kıskanışına
iriliğine, sevilmeyişine
bazan verdiği zararlara…
Yazdığımızı yayımlamayız
merak etme, söz.
Yokuşu çıkamayışının
çocukluğunun kokusu…
Kaydırak elinde
yolda kalışının kokusu…
Bazan hırçın bir genç kız gibi
oluşunun kokusu…
Kızım mısın, annem misin
etim-kemiğim-hücrelerim misin?
Eriyişimin kokusu.
Kaldırımlarda, sokaklarda, merdivenlerde…
Söyleyeceksin söylemesine de, olmuyor işte.
Ne de olsa korkağız
ya sürünürsek yerlerde
ya hayatımız aksarsa
parasızpulsuz, evsizbarksız,
çöpsüzçulsuz ortada kalırsak
ya kimse bakmazsa yüzümüze…
Süperaktifler, hiperaktifler ve benzerleri
gittikçe çoğalıyorlarmış.
mitoz ve amitoz çoğalmaymış.
Susup, derin bir nefes alıyoruz.
Çatlıyor üstünü örtmenin
bastırmanın kozalakları.
Seni seviyorum.
Yıldız poyraz, poyraz yıldız
sen gittin, dindi.
Toprakları tırmalıyor ellerim
gözlerim dağları küçültüyor
hiç farkında değilim
kafam yok ediyor mesafeleri.
Nedeni belli.
Batmadan.
dünya gözüyle bir bakalım, dedim Ay’a.
İnan ki halim yok.
Kolum kanadım kırık.
Bundan sonraki hayatımızdan
ne bekliyorsun?
Hepsini bir arada görürsen
ne yaparsın?
Çok oldu seni düşünmeye
yaşamaya başlıyalı.
Çok sevecen karışıyorsun.
Açığım sana.
Köpek gibi özlüyorum.
Acı çekiyorum, ama belli değil.
Nefesin, adın gibi kokuyor.
Seni Seviyorum.
Süreyya Berfe
-Seni Seviyorum-







Şems-i Tebrizi

Eğer hala kızıyorsan,
kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir.

Eğer hala kırılıyorsan,
gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir.

Eğer hala kınıyorsan,
düşüncelerin yeterince berraklaşmamış demektir.

Eğer hala karşılıksız sevmiyor
ve sevginde ayrım yapıyorsan,
hala akıl ve mantığını kullanıyor,
içindeki sevginin yoğunlaşmasına engel oluyorsun demektir.

Eğer hala 'ben' demekten vazgeçmiyorsan,
dizginlerin hala nefsinin elinde
ve sen bu esarete boyun eğiyorsun demektir.

Eğer hala mûsibetlere yana yana üzülüyorsan,
gerçeği bilmiyorsun demektir.

Ve eğer hala 'şikayet' ediyorsan,
hakikati göremiyorsun demektir!..

Şems-i Tebrizi (k.s)

Şems-i Tebrizi

Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme!
Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme.
Unutma; sevgi yürekli olana yakışır."

Şems-i Tebrizi (k.s)

17 Ekim 2014 Cuma

25 Eylül 2014 Perşembe

Steve Jobs

"Zamanınız kısıtlı! Bu yüzden başka insanların gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin."

Steve Jobs

Küçük Prens


İnsanların hiçbir şey öğrenecek vakti yok. Her şeyi hazır alıyorlar. Ama dost satan satıcı olmadığından dostları da yok artık.
-Küçük Prens

Cemal Süreya

Doğru yerde yanlış kişi olmadık ama yine de sevilmedik. Anladım ki, yanlış yerde doğru kişi olduğumuz için terkedildik.  

Cemal Süreya

Tevfik Fikret-BİR İÇİM SU

BİR İÇİM SU

Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden
Bugün sıcak yine pek, sanki ortalık yanıyor

Güzel çocuk senin olsun hayatım istersen
Niçin gözüm sana baktıkça böyle yaşlanıyor?

Güzel çoban, ne kadar tatlı söylüyorsun sen
Yalan da olsa içim doğru söyledin sanıyor

Güzel çocuk, bana bak, aldatır mıyım seni ben?
İçin bu yaşları boş anlıyorsa aldanıyor!

Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden
Bugün sıcak yine pek, sanki her yanım yanıyor!



Tevfik Fikret

Aristo

Arkadaşlık,her zaman gölge veren bir ağaçtır.

Aristo

Kahraman Tazeoğlu

Dilerim Allah'tan aldığın karar doğrudur. Kişinin seçtiği kendini anlatır. İnsanız, yanılırız.     Kahraman Tazeoğlu

Jean Jacques Rousseau

İyi yönetilen bir devlette cezalar
azdır. Bunun nedeni bağışlamaların
çokluğu değil, suçluların azlığıdır.     Jean Jacques Rousseau

Neşet Ertaş


Darda kaldım diye umutsuz olma,
Yok iken dünyayı var eden vardır.     Neşet Ertaş

Meral Meri

"Bir şiir diyorum bir şiir ,ancak koşarak duaya yetişmelidir."

Meral Meri

İbni Haldun

İnsanı açlık öldürmez, alıştığı tokluk öldürür…    

 İbni Haldun

Çetin Altan


İnsanlar değerli olmayı unuttular, önemli olmaya çalışıyorlar.

Çetin Altan

Şehzade Mustafa

Nâsiyemde kâtib-i kudret ne yazdı bilmedüm,
Âh, kim bu gülşen-i alemde herkiz gülmedüm.

Şehzade Mustafa

İbrahim Müteferrika


Sultanım, günümüzde artık devletler dinden ve geleneklerden gelen kurallara göre değil, akıl ve bilim ilkelerine göre yönetilmektedir.

İbrahim Müteferrika

19 Eylül 2014 Cuma

Rabindranath Tagore-KAPINA TÜRKÜCÜ GELDİM

KAPINA TÜRKÜCÜ GELDİM

Her buyuruşunda türkü çağırmamı
Yüreğim uçarı bir kuş gibi yüceliyor
Gözlerim yaş içinde yüzüne bakıyorum.
Ne varsa gelmiş geçmiş evrende
Hepsi bir düzlükte ezgileniyor
Kuşların deniz maviliğindeki kanat açımında
Öyle kıvanıp göneniyorum.
Türkünü ben çağırıyorum.Sen hoşnutsun
Kapına türkücü geldim- biliyorum.
Evrene uzanmış ezginin kanat ucundan
Gelip gelip ayaklarına dokunuyorum.
Çağırıyorum ya türkünü - hoşnut kalasın
Ben kendim yitiyorum.
Rabindranath Tagore

Ercişli Emrah -BUGÜN BEN BİR GÜZEL GÖRDÜM

BUGÜN BEN BİR GÜZEL GÖRDÜM

Bugün ben bir güzel gördüm
Bakar cennet sarayından
Kamaştı gözümün nuru
Onun hüsnü cemalinden

Salındı bahçeye girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun burdu
Gül kızardı hicabından

Bahçenin kapısın açtım
Sanırsın cennete düştüm
Yar ile tenha konuştum
Bir gül aldım yanağından

Bahçenin kapısı güldür
Yanında öten bülbüldür
Sefil Emrah kötü kuldur
Bağışla geç günahından

EĞRİ KILIÇ -Köroğlu


EĞRİ KILIÇ

Benden selam olsun Bolu Bey 'ine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir.

Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.

Köroğlu düşer mi yine şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kır at köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır

SÖYLE SEVGİLİ -Jale Sun


SÖYLE SEVGİLİ

Mektubunda sıcaklık var
Elinden mi geçti söyle?
Ya bu sevgi, biricik yar
Dilinden mi geçti söyle?
Hayal kurmak oldu işim
Saadettir suyum , aşım.
Sana uçan gönül kuşum
İlinden mi geçti söyle?
Gül de gönül de senindir
Gel de bu hasreti dindir.
Sözlerin gönlünün bin bir
Telinden mi geçti söyle?
Sevginin rengi pembe mi?
Senin de gönlün bende mi?
Bende esen aşk meltemi
Yolundan mı geçti söyle?
Jale Sun

Hüseyin Yurttaş

Seni susmak karanlık olur
İhanet kadar puslu
O yürek ansızın soğur

Hüseyin Yurttaş

ANLAT-Hüseyin Yurttaş

ANLAT
Kuş ağzıyla anlat o masalları
O masal çocuklarına
Sesine imbatı kat
Göz göz nilüferler açsın gözlerinde
Akşam, sefalar getirsin
Ocakta alevden yazılar
Gaibi oku!
Seni susmak karanlık olur
İhanet kadar puslu
O yürek ansızın soğur
Enlemleri boylamlar boyunca
Bir çığlık yayılır ki
Kutuplardan duyulur
Kuş ağzıyla anlat o masalları
O masal çocuklarına
Düşleri benzesin yaşamın güzellikleriyle
Özlerine özlemler sinsin
Bu ıssız geceyi kuşat
Şafağı doku
Kuş ağzıyla anlat o masalları
O masal çocuklarına
Hüseyin Yurttaş

Abbas Sayar-BEDAVA

BEDAVA

Dağ başında karaçalı 
Çaput bağlamak bedava 
Felek gözün kör olsun oturup ağlamak bedava 
Kısmet vermiş aşktan yanı 
Seven kim sevilen hani 
Sözün kısacası yani 
Gönül eğlemek bedava 
Üzülmesi yoğa vara 
Zaten talihçeğiz kara 
Kuru kuru bulutlara 
Umut bağlamak bedava 
Emreyliyor ayak başa 
Söz getirme göze kaşa 
Müjde olsun dağa taşa 
Derdin söylemek bedava
Abbas Sayar

TUTSAĞIN OLMAZSAM -A.Kadir Bilgin



TUTSAĞIN OLMAZSAM
- Özgürlük için -
Tutsağın olmazsam senin
Bu gece de tüm geceler gibi
Kıyısız okyanuslara düşerim
Dalgasız denizlere.
Tutsağın olmazsam senin
Kanayan kanatlarımla
Enlemsiz boylamsız gezerim
Ülkesiz atlaslarda.
Tutsağın olmazsam senin
Yaşadığım uçlar arasında
Çılgınlığı ararım
Sığamam küçük kalıplara.
Tutsağın olmazsam senin
Çıktığım yazılarda
İsmini ve ismimi kazırım
Duvarlara yanyana.
Tutsağın olmazsam senin
Yaşayamam
Tutsak et beni
Yoksa savaşamam.
A.Kadir Bilgin

A.Hicri İzgören-ÇIĞLIK


ÇIĞLIK
Bana kanlı mühürler kaldı
O tarih tacirinden
Uçurumlar çığlıklar ve ölüm tarifleri

Bildiğim tüm masallardan topladım acıları
Yakama iliştirdim
Yaşamak dedim adına sığınaklar emzirdim
Bütün sözcükleri yüzleştirdim ateşle
Anlatamadım günlerin cehennemini

Ajans haberlerinde kirleniyor insanlık
Bütün sevinçler çarmıhta hızla yaşlanıyor
Çocuklar
Bozguna uğramış aşk düşürmüş bayrağını
Geceler unutmuş sevişmeleri

Tanrılara bulaştırmak için bu cinneti
Deliyorum aşkın ambargosunu
Yeniden yollara vuruyorum kendimi

Teninden soyunsun artık çığlıklar
Şimdiki zaman'a çekiyorum bütün fiilleri
Bakışlarında köprüledim uçurumları
Uyak olup düşüyorum dünyanın gözlerine
Taze bir çığlığım artık bu kontra mevsiminde
Herkesin biraz 'faili' olduğu
'Meçhul' bir cinayetim şimdi

Bana katliamlar kaldı
O tarih tacirinden
Ağıtlar sürgünler ve muhbir suretleri

Bütün yenilgilerimi temize çektim
Ölüm boy veriyor artık
Düşlerimle suladığım topraklarımda
Gözlerine ayarladım tüm imgeleri
A.Hicri İzgören

NE GÜZEL YAŞIYORSUN SEN DOSTUM

NE GÜZEL YAŞIYORSUN SEN DOSTUM

Gördüğün her şey bir oyundur dostum
Ölüler kadar görüldüğü yoktur yaşamın
Kim bilir belki de hiç yapaysız ve çarpık
Hayatı solumamışsındır
Aydın ve vurulmamış kanatlarınla
Ne güzel nefes alıyorsun sen dostum
Aydın ve vurulmamış kanatlarınla
Yaldızlı günler içindesin sen dostum
Daima mağrur acıların girdabında
Ilık bir mevsim kadar neşelisin
Ne güzel yaşıyorsun sen -senden öteye geçip.

(Meral Meri)

15 Temmuz 2014 Salı

Şems-i Tebrizi

Ya tam açacaksın yüreğini,
ya da hiç yeltenmeyeceksin!
Grisi yoktur aşkın;ya siyahi,ya beyazı
seçeceksin..
Şems-i Tebrizi

Attila İlhan-An Gelir

An gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür
şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür
an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset
meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür
son umut kırılmıştır
kaf dağı'nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatli bir bombadır patlar
an gelir
Attila ölür.
Attila İlhan

Taş Yürekli O Değil Benim

Taş Yürekli O Değil Benim

Bütün halkın başını yarmış da tutmuş,hastayım diye başını bağlamış.Feleğin sırtından,çekmiş,hırkasını almış da çıplağım diye bir laftır ortaya atmış.

Ah o taş yüreğinden,o rengarenk,çeşitli işvelerinden.Fakat hayır,taşyürekli o değil,benim.Çünkü asıl bu fitneleri karıştıran,bu esrikliği ortaya atan benim.

Kan deryasının ta dibindeyim.Kan içmeden sarhoş olmuşum.Fakat bir görsen,hani dersin ki bu kan içmiyor da üzüm suyuna gark olmuş.

Ey aşk,yüceliğinden göklere bile sığmıyorsun.Böyle olduğu halde nasıl oldu da gizlice şu gönlüme sığdın sen?

*Gönül evine sıçrayıp girdin,kapıyı da içerden sürmeledin.Bense ya ışık konan yerle sırça kandilim,yahut da nur içinde nur.

Beden,gebe bir zenci kadın,gönül onun karnındaki beyaz saçlı çocuk.Şu halde benim yarım miskten,yarım kafurdan.

Gönlümü sen aldın da ben onu mahsustan başkalarında arıyorum.Görmediğime el atmadayım amma bu çeşit körlerden değilim ben.

Şu sapsarı yüzüm,bir gün olurda toprağa girerse baş uçumdaki topraktan sarı gül bitecektir cancağızım.

*Nihayet Süleyman’da bir karıncanın derdini dinlemedi mi? Sen de Süleymansın ya,farz et,bir karıncayım ben.

Ne diye ağlarsın yüzlerce kovan balın var dedin.Ben hem ağlarım,hem petek yaparım.Bal arısıyla aynı hırkaya bürünmüşüm ben.

Bu dertten ağlamadayım amma yüzlerce devlete erişmişim de zevkimden ağlamadayım.

Bu dert yüzünden çektiğim eziyetin bir zerresini bile ellere satmam.
*Çenk gibi ağlarım çünkü gül bahçesinin bülbülüyüm.Yılan gibi kıvranırım çünkü definenin başındayım.

Kibirle,benlikle eşsin,ben deyip durmadasın diyorsun.Canım,ben benlikten uzağım amma o benlik,senin aksindir.

Ben hem hamım,hem kavrulmuş kebap olmuşum.Hem gülmedeyim,hem ağlıyorum.Alemi de hayretlere salmışım,kendim de hayretteyim.Vuslat içinde ayrılığa düşmüşüm ben.

Mevlana Celaleddin Rumi

Walter Lipmann

" Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse fazla birşey düşünmüyor demektir." - Walter Lipmann

Türkan Saylan

" Uyusun da büyüsün sözü gerçek olsaydı şimdilerde süper güç Türkiye olurdu." - Türkan Saylan

Murathan Mungan


Yusuf Atılgan

" Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak... " - Yusuf Atılgan

İsmet Özel

" Sor, gücün sormaya yetiyorsa! Var mıymış gönlümü bin parçaya böldüğünün bir sebebi?" - İsmet Özel

İclal Aydın

Ben seni seviyordum, bilmiyordun. .. Sevinçlerim oluyordun arasıra, .. .. Ve sen yine bilmiyordun. - İclal Aydın

Aziz Nesin

Bir tohum verdin çiçeğini al Bir çekirdek verdin Ağacını al Bir dal verdin Ormanını al Dünyamı verdim sana Bende kal - Aziz Nesin

Maupassant

" Yeryüzünde insanların sayısı kadar gerçek vardır." - Maupassant

Meral Meri

Sükûtum dilimde değil ki, söz teselli etsin aşkımı.

Meral Meri

Meral Meri

Senin memleketin denizsiz
Benim memleketim denizli
Senin memleketin aşkla dolup taşar
Benim memleketim aşksız,yani eşitiz!..

Meral Meri

Mayakovski

" Yaşamla ödeştik. Artık bir yararı yok acıları, mutsuzlukları, karşılıklı hataları deşip durmanın. Mutlu olsun! " - Mayakovski

Rıfat Ilgaz

Bakmayın gözlerimizde yansıyan yıldızlara Göremeyiz ateş böceklerini biz körüz Çakıp sönen deniz fenerlerini uzak kıyılarda -Rıfat Ilgaz

La Fontaine

" Namuslu birisini aldatmak kadar kolay bir şey yoktur." - La Fontaine

Warren Buffett

" Birileri bugün gölgede oturuyorsa, uzun zaman önce birileri ağaç diktiği içindir." - Warren Buffett

Bernard Lewis

" Geçmiş her daim önem arz eder. Günümüz geçmişin ürünüdür." - Bernard Lewis

Sabahattin Ali

” Ben garibim, benim gönlüm hoş olur, Sevdiklerim ayda yılda andı mı…” - Sabahattin Ali

Cemil Meriç

“ Sağ ve sol… Anladım ki bu iki kelime; aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin ve aynı cehaletin ifadesidir! ” - Cemil Meriç

Şems-i Tebrizi

" Aradığımı bulamadım diye üzülme, seni arayan daha çağırmadı." - Şems-i Tebrizi

Alija Izetbegović

Bizi, yok etmekle tehdit ediyorlar. Ama bilsinler ki Müslümanlar yok olmayacaktır. Alija Izetbegović

Alija Izetbegović

" Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın.Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır." - Alija Izetbegović

Daniel Defoe

" Bir koyun sürüsünün başında bir aslan olması, bir aslan sürüsünün başında bir koyun olmasından daha iyidir." - Daniel Defoe

Mevlana

" Beni bende arama, Ben Artık Sen Olmuşum..." - Mevlana

Ümit Yaşar Oğuzcan

Canımı sıkma benim Kötü söyletme Gel diyorsam gel Git diyorsam Sakın gitme. - Ümit Yaşar Oğuzcan

Cemal Süreya

" Havam bozulmaya başladı yine. Gözlerim de dolmaya. Sanırım içimde bir yerlere sen yağdı gece gece.." - Cemal Süreya

Özdemir Asaf


Kerim Tunç - Özlem (Özdemir Asaf)

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Özdemir Asaf

İnsanlar vardır kardeşim,
İnsanlar.
Tamam dersin,
Buldum dersin,
Dostum dersin,
Değildir bilemezsin!

-Özdemir Asaf

Hz. Mevlana

Gönlümün sevmediğini gözüm neylesin.Rabbim herkese gönülden seveni nasip eylesin. 

-Hz. Mevlana

Cemal Süreya

"Hayatımsın. 
Bunu bilmeni isterim. 
En önce bunu bilmeni." 

-Cemal Süreya

Ümit Yaşar Oğuzcan

Sen aşk nedir bilmezsin, 
Beni sevmedin ki. 
Ağla, ağlayabildiğin kadar, 
Bütün güzellikler sende. 
Aşk bendedir.

-Ümit Yaşar Oğuzcan

Tevfik Fikret / Hân-ı Yağma

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını 
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini 
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini... 
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, 
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! 

-Tevfik Fikret / Hân-ı Yağma

Cahit Zarifoğlu

Bir kalbiniz vardı. Onu hatırlayınız. Cahit Zarifoğlu

ÖNÜM ARKAM DÖRT MEVSİM

ÖNÜM ARKAM DÖRT MEVSİM

Tutsak yaşanırmış aşka
Giysilerinden de arınıyorsa bir baykuş
Yağan karın altında çıplak ve birikmiş kendine
Yarısından fazlası akmışsa toprağa hem içi hem de kanı
Tutsak da yaşanır bu aşka.
Akşamları hariç!
Çünkü çürümek en çok gün batımından başlayıp,
Sürükleyerek geceleyin öldürür bedeni!
Oysa o bir baykuş taze olmasa da bedeni
Yarasaya kaptırır mı hiç reisliği?
"Vaktinden önce seviyorum hep" diyor baykuş
Bir tarlaya birikmiş suya dönüp dönüp.
"Ayın rengine girdiğim de oluyor,
Gölgemden uzak çok uzak çalınmadığımda."
Hayranım beni yaradana.
Tutulmak istedimse ben ona
Tutuşturacak kadar seven sevgi nerede?
Ah,ben onu ararım hep bu gecelerde!
Söyleyin gelsin ben ölmeden önce!
Çünkü bu kirazlar ve vişneler gibi
Tutsağım ben ona.
Önüm arkam dört mevsim
Sobelesin beni aşkım!
Hazırım ben ona.

(Meral Meri)

Meral Meri

Toz olmayı bilmiyorsun da olmaya meylediyorsun
Madem ki toz olmak niyetindesin, ol da alem birleşme görsün!

[Meral Meri]

Meral Meri

Kavuşamadığına nasıl mana deyip de manaya geldim ,aldım,kaldım dersin?

[Meral Meri]

Süleymân Çelebi

Peygamber efendimizin (s.a.v.) nûrunun Âdem aleyhisselâmdan i’tibâren intikâli

Hak teâlâ çün yaratdı Âdemi,
Kıldı Âdem’le müzeyyen âlemi.

Âdem’e kıldı feriştehler sücûd,
Hem ona çok kıldı ol lûtf ıssı cûd.

Mustafâ nûrunu alnında kodu,
Bil, Habîbim nûrudur, bu nûr dedi.

Kıldı ol nûr ânın alnında karar,
Kaldı ânın ile nice rûzigâr.

Sonra Havvâ alnına nakl etdi bil,
Durdu ânda dahi nice ay ve yıl.

Şîs doğdu ona nakl etti bu nûr,
Ânın alnında tecelli kıldı nûr.

İrdi İbrâhim ve İsmâil’e hem,
Söz uzanır ger kalanın der isem.

İşbu resm ile müselsel, muttasıl,
Tâ olunca Mustafa’ya müntekıl.

Geldi çün ol Rahmeten lil-âlemin,
Vardı nûr ânda karâr kıldı hemin.

Ger dilersiz bulasız oddan necât,
Aşk ile şevk ile edin es-salât
Süleymân Çelebi

Süleymân Çelebi

Peygamber efendimizin (s.a.v.) nûrunun yaratılması:

Evvel andık ânı kim evveldir ol,
Evveline bulmadı hiç akl yol.

Evvelin ol evvelidir bî-gümân,
Âhirin hem âhiridir câvidân.

Çünkü Hak evvelliğin bildin ayan,
Dinle imdi kılayım sunin beyân.

Hak teâlâ ne yaratdı evvelâ,
Cümle mahlûkdan, kim ol evvel ola.

Mustafa nûrunu evvel kıldı var,
Sevdi ânı, ol Kerîm-ü-Kirdgâr.

Her ne dürlü kim saadet vardurur,
Yahşi huy u görklü âdet vardurur.

Hak âna verdi mükemmel eyledi,
Yaradılmışdan müfaddal eyledi.

Ândan oldu her nihân ü aşikâr,
Arş-ü-ferş-ü yerde gökde ne ki var.

Ger Muhammed olmaya idi, ayan,
Olmayacaktı zemin ü âsuman.

Hem vesile olduğıyçün ol Resûl,
Âdem’in Hak tevbesin kıldı kabûl.

Ger Muhammed gelmeyeydi âleme,
Tâc-i izzet ermez idi Âdem’e.

Nûh anınçün garkdan buldu necât
Dahi doğmadan göründü mu’cizât.

Cümle ânın dostluğuna adına,
Bunca izzet kıldı Hak ecdadına.

Ceddi olduğıyçün ânın hem Halîl,
Nârı Cennet kıldı ona ol Celîl.

Hem dahî Mûsâ elindeki asâ,
Oldu ânın hürmetine ejderhâ.

Ölmeyip Îsâ göğe bulduğu yol,
Ümmetinden olmak için idi, ol.

Çok temenni kıldılar Hakdan bunlar,
Kim Muhammed ümmetinden olalar.

Enbiyânın şeksiz ol sultânıdır,
Cümlesinin canı içre canıdır.

Gerçi kim bunlar dahi mürsel-durur,
Lâkin Ahmed ekmel-ü-efdal-durur.

Zira efdallığa ol elyak-durur,
Ânı öyle bilmeyen ahmak-durur.

Pes Muhammed’dir bu varlığa sebeb,
Cehd edip O’nun rızâsın kıl taleb.

Şer’ini tut ümmeti ol ümmeti,
Tâ nasîb ola sana Hak rahmeti.

Süleymân Çelebi

Kitabı yazana duâ-Süleymân Çelebi

Kitabı yazana duâ
Ey azîzler işte başlarız söze,
Bir vasıyyet kılarız illâ size.
Ol varıyyet kim dîrem her kim tuta,
Misk gibi kokusu canlarda tütü.
Hak teâlâ rahmet eyleye ona.
Kim beni ol bir duâ ile ana.
Her ki diler bu duâda buluna,
Fâtiha ihsân ede ben kuluna.

Münâcaat-Süleymân Çelebi

Münâcaat

Allah âdın zikr edelim evvelâ,
Vâcib oldur cümle işde her kula.

Allah âdın her kim ol evvel ana,
Her işi âsân ede Allah ona.

Allah adı olsa her işin önü,
Hergiz ebter olmaya ânın sonu.

Her nefeste Allah âdın de müdâm.
Allah adıyla olur her iş temam,

Bir kez Allah dese aşk ile lisân,
Dökülür cümle günâh misl-i hazân.

İsm-i pâkin pak olur zikr eyleyen,
Her murada erişir Allah diyen.

Aşk ile gel imdi Allah diyelim,
Derd ile göz yaş ile âh edelim.

Ola kim rahmet kıla ol pâdişâh,
Ol Kerîmü ol Rahîmü ol ilâh.

Birdir ol birliğine şek yokdurur,
Gerçi yanlış söyleyenler çokdurur.

Cümle âlem yok iken ol var idi,
Yaradılmışdan ganî cebbâr idi.

Var iken ol, yok idi. İns-ü-melek,
Arş-ü-ferş-ü-ay-ü-gün hem nüh felek.

Sun’ ile bunları ol var eyledi,
Birliğine cümle ikrâr eyledi.

Kudretin izhâr edip hem ol celîl,
Birliğine bunları kıldı delîl.

Ol dedi. bir kerre, var oldu cihan,
Olma derse mahv olur ol dem hemân.

Bari ne hacet kılavuz sözü çok,
Birdir Allah andan gayri tanrı yok.

Haşre dek ger denilirse bu kelâm,
Nice haşr ola bu, olmaya temâm.

Ger dilersiz bulasız oddan necât,
Aşk ile derd ile es-salât

Kitabı yazana duâ

Ey azîzler işte başlarız söze,
Bir vasıyyet kılarız illâ size.

Ol varıyyet kim dîrem her kim tuta,
Misk gibi kokusu canlarda tütü.

Hak teâlâ rahmet eyleye ona.
Kim beni ol bir duâ ile ana.

Her ki diler bu duâda buluna,
Fâtiha ihsân ede ben kuluna.

5 Haziran 2014 Perşembe

Melih Cevdet Anday

Ona bir kitap vereceğim Rahatını kaçırmak için Bir öğrenegörsün aşkı Ağacı o vakit seyredin. Melih Cevdet Anday

Şems

Bazen, ağlamak gerekir açılmak için, Bazen, anmak gerekir anılmak için, Bazen de susmak gerekir duymak için… Şems

İbrahim Tenekeci

Görünce mutlu olduğumuz insanlar vardır. Allah o insanların sayısını arttırsın. İbrahim Tenekeci

Mevlâna

Acı, acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla. Mevlâna

Cemil Meriç

Vicdanını kaybedenler, hiçbir hakikati bütünüyle kavrayamazlar. Cemil Meriç

Erdem Bayazıt

Birbirine kırgın duvarlar, insanlar ve gölgeler Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü ? Erdem Bayazıt

Yunus Emre

Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur. Yunus Emre

İsmet Özel

Ey Kalbim Ey suları usul usul yükselen gizli deniz içimiz damar damar parçalansa da dışımız lal gibi sessiz İsmet Özel

Fuzûlî

Cânımı cânan istemiş, minnet cânıma, Can nedir ki, vermiyem cânânıma. Fuzûlî

Andre Gide

Ölüler arasından gelmiş biri kadar yabancı kalıyordum başkalarının arasında... Andre Gide

Özdemir Asaf

Büyük işlerin içinde namus aramak yanlıştır... Namusun içinde büyük işler aramak kadar. Özdemir Asaf

Sâdi Şirazî

İnsan ruhunu iki şey karartır: susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak. Sâdi Şirazî

Paulo Coelho

İnsan sevdiği için sever. 
Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur. Paulo Coelho

Dostoyevski

Belki ömrümüzce sevemeyeceğimiz birini yağmurlu bir havada güzel bulup sevivereceğiz. Dostoyevski

Meral Meri


Asalak bir merhamet biçimsiz ve bilinçsiz ağır yaralar açar
Ancak diri bir merhamet uyanışın ak halidir ,kandan uzak!

Meral Meri

Nâzım Hikmet

Bir zahmet üstüne alınabilirsin; özledim. Nâzım Hikmet

Murat Menteş

Yemin ediyorum dünya çok boş bir yer. Dua etmek ve kitap okumak lazım. Murat Menteş

Attilâ İlhan

Bir trene binip, rastgele defolup gitmek istiyorum. Attilâ İlhan

Meral Meri


Her insanın küçümsediği bir denizi, ve övündüğü bir okyanusu vardır.

(Meral Meri)

Çile-Necip Fazıl


Benim efendim!
Ben sana bendim!
Bir üfledin de
Yıkıldı bend’im.
Ben ki, denizdim,
Dağbaşı bendim.
Şimdi sen oldun,
Âleme pendim.
Benim efendim!

Benim efendim!
Feza levendim!
Ölmemek neymiş;
Senden öğrendim.
Kayboldum sende,
Sende tükendim!
Sordum aynaya:
Hani ya kendim?
Benim efendim!


Benim efendim!
Emri yüklendim!
Dağlandım kalbden
Ve mühürlendim.
Askerin oldum,
Başta tülbendim;
Okum sadakta,
Elde kemendim.
Benim efendim. (Çile, s. 380-381)

Cem Sultan Ve II. Bayezid Atışması (Şiir)


Cem Sultan Ve II. Bayezid Atışması (Şiir)


Cem Sultan;
Sen bister-i gülde yatasın şevk ile handan,Cem hecr ile balin idine harı sebep ne?Bu saltanat-ı dünye ola adle mukarın,Hacc-ül Haremeynanı taleb kılsa acep ne?

Açıklama: Sen gül yastığında neşe ile gülerek yatarken benim mihnet fırınında dert çekmeme sebep ne? Bir dünya saltanatı eğer adilane ise hacıolmuş kimsenin onu istemesi neden şaşılacak şey olsun.

Sultan II. Bayezid ;
Çün ruz-ı ezel kısmet olunmuş bize davet,Takdire rıza vermiyesin böyle sebep ne?Hacc-ül Haremeyn diyüben dava kılarsın,Bu saltanat-ı dünyeviye bunca talep ne?

Açıklama: Madem ki saltanat ezelden bize kısmet olunmuş, takdire böyle razı olmamana sebep ne?Sen,  bana hacı olduğunu iddia ediyorsun,o halde hacı olmuş insanın bu dünya saltanatını istemesinin manası ne?

BABASINA YAZDIĞI MANZUM MEKTUP-ŞÂHÎ - Şehzade Bayezid

BABASINA YAZDIĞI MANZUM MEKTUP

“Ey serâser âleme Sultan Süleyman’ım baba
Tende cânum cânımın içinde cânânum baba
Bayezîd’ine kıyar mısın benim cânum baba
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Enbiyâ ser-defteri, yani ki Âdem hakkiçün
Hem dahi Mûsâ ile İsâ-i Meryem hakkiçün
Kâinâtın serveri, ol Rûh-i A’zam hakkiçün
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Sanki Mecnûn’am, bana dağlar başı oldu durağ
Ayrılup bi’l cümle mâl ü mülkden düşdüm ırağ
Dökerüm göz yaşınu vâ-hasretâ dadü’l-ferağ
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Kim sana arzeyleye hâlim eyâ şâh-ı kerîm
Anadan, kardaşlarımdan ayrılup kaldım yetîm
Yok benüm bir zerre isyânum, sana Hak’dır alîm
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Bir nice ma’sumum olduğun şehâ bilmez misin?
Anlarun kanuna girmekden hazer kılmaz mısın?
Yoksa ben kulunla Hak dergâhına varmaz mısın?
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Hak Teâla kim cihânun şahı itmüşdür seni
Öldürüp ben kulunu, güldürme şâhım düşmeni
Gözlerüm nuru oğullarımdan ayırma beni
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba

Tutalum, iki elüm başdan başa kanda ola
Bu meseldür söylenir kim, “kul günâh itse n’ola”?
Bayezid’in suçunu bağışla, kıyma bu kula
Bî-günâhım, Hak bilür, devletlû sultanum baba”

ŞÂHÎ(Şehzade Bayezid)