Ben sahip olduklarımın tadını çıkarmayı öğrendim hayatta. Sahip olamadıklarımın acısına ayıracak zamanım yok, hayat çok kısa.
Mina Urgan
24 Şubat 2014 Pazartesi
Mustafa Kemal Atatürk
Eserinin üzerinde imzası olmayan yegane sanatkar öğretmendir.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Sabahattin Ali
Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Tarık Tufan
Bir meselen varsa, yarasını taşıyacaksın.
Tarık Tufan
Tarık Tufan
Sait Faik
İçimde muhakkak bir yer paramparça olmuştu ki, ağlayamıyordum.
Sait Faik
Sait Faik
Buket Uzuner
Hep güçlü olmak zorunda kalmamız ne yorucu.
Buket Uzuner
Buket Uzuner
Küçük İskender
Bir zamanlar deli gibi hesap sorduğun birine, gün gelir hatır bile soramazsın...
Küçük İskender
Küçük İskender
Jean Christophe
Yara en çok avucunun içindeyse sana aittir! Sıkarsın avucunu,canın yanar ama senden başka kimse bilmez neden acıdığını.
Jean Christophe
Jean Christophe
Can Yücel
Var olan bir şey varsa, o da yokluğun senin.
Can Yücel
Can Yücel
Nazım Hikmet
Bilmezden gelişim,aptala yatışım kaybetme korkumdan değil;karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır.
Nazım Hikmet
Nazım Hikmet
Edip Cansever
Bakmayın etrafımda çok insan dolandığına; sırılsıklam yalnızım aslında.
Edip Cansever
Edip Cansever
Goethe
Gittiğim her yerde hayali peşimde.
İster uyanık olayım ister rüya göreyim fark etmiyor, ruhum tümüyle onunla kaplı.
Goethe
İster uyanık olayım ister rüya göreyim fark etmiyor, ruhum tümüyle onunla kaplı.
Goethe
Turgut Uyar
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum
Göğe bakalım.
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum.
Turgut Uyar
...
Her şeyden biraz kalır... Kavanozda biraz kahve, kutuda biraz ekmek, insanda biraz acı…
Turgut Uyar
Göğe bakalım.
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum.
Turgut Uyar
...
Her şeyden biraz kalır... Kavanozda biraz kahve, kutuda biraz ekmek, insanda biraz acı…
Turgut Uyar
Haydar Ergülen
Seni öpmek gökyüzünü öpmek gibi
mavi bir şeydi
Haydar Ergülen
mavi bir şeydi
Haydar Ergülen
Ahmed Arif
Yokluğun cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum kapama gözlerini.
Ahmed Arif
Üşüyorum kapama gözlerini.
Ahmed Arif
AHMET ERHAN
Kimse onu anlamadı.
Yanından geçen
birini görünce
usulca kımıldanmasını bile
bir şeylere
yormadı...
Yolun kıyısında duran
yapraksız,tozlu ağaç
işte bir şiire girdin.
Artık yalnızca
bir ağaç
değilsin.
AHMET ERHAN
Yanından geçen
birini görünce
usulca kımıldanmasını bile
bir şeylere
yormadı...
Yolun kıyısında duran
yapraksız,tozlu ağaç
işte bir şiire girdin.
Artık yalnızca
bir ağaç
değilsin.
AHMET ERHAN
Özdemir Asaf-Necip Fazıl Kısakürek
Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak,
Hiçbir şey bizim değil...
— Necip Fazıl Kısakürek
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep hep yeniden başlamak isterim.
-Özdemir Asaf
Hiçbir şey bizim değil...
— Necip Fazıl Kısakürek
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep hep yeniden başlamak isterim.
-Özdemir Asaf
Necip Fazıl Kısakürek
Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan.
Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan.
Necip Fazıl Kısakürek
Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan.
Necip Fazıl Kısakürek
Orhan Veli Kanık
Bekliyorum..
Öyle bir havada gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın!
Bekliyorum..
Öyle bir havada gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın!
Orhan Veli Kanık
Öyle bir havada gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın!
Bekliyorum..
Öyle bir havada gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın!
Orhan Veli Kanık
Halil Cibran
Yalnızca bir kez konuştu Sfenks: "Bir kum tanesi çöldür,
çöl de bir kum tanesi." Bunu söyledi ve tekrar sustu.
Bir daha hiç konuşmadı.
Sfenks'i işittim ,ama anlamadım.
Halil Cibran -Aforizmalar
Şems-i Tebrizi
Bazen, uzaklaşmak gerekir yakınlaşmak için.
Bazen, hatırlamak gerekir hatırlanmak için.
Bazen, ağlamak gerekir açılmak için.
Bazen, anmak gerekir anılmak için.
Bazen de susmak gerekir duymak için.
-Şems-i Tebrizi
Bazen, hatırlamak gerekir hatırlanmak için.
Bazen, ağlamak gerekir açılmak için.
Bazen, anmak gerekir anılmak için.
Bazen de susmak gerekir duymak için.
-Şems-i Tebrizi
Yunus Emre
Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır!..
Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır!..
(Yunus Emre)
Biz geImedik dava için, bizim işimiz sevda için,
dostun evi gönüIIerdir, gönüIIer yapmaya geIdik!..
(Yunus Emre)
Meral Meri/Sen Yedi
Seni özlüyorum, özlüyorum, özlüyorum
İçimden geçen cümlede ıslanmak nedir bilirsin sen
Yanmıyorum hayır hayır
Islanıyorum ,ruhum ıslanıyor sırılsıklam filan da değil
Bildiğin aşıklar gibi ıslanıyorum sana.
Özlüyorum, özlüyorum, özlüyorum
Ancak ben seni özlüyorum kendim gibi çok.
Meral Meri/Sen Yedi
İçimden geçen cümlede ıslanmak nedir bilirsin sen
Yanmıyorum hayır hayır
Islanıyorum ,ruhum ıslanıyor sırılsıklam filan da değil
Bildiğin aşıklar gibi ıslanıyorum sana.
Özlüyorum, özlüyorum, özlüyorum
Ancak ben seni özlüyorum kendim gibi çok.
Meral Meri/Sen Yedi
Meral Meri/Ancak Yaşamak Mümkün
Şimdi konuşmak vardı seninle
Sadece bir anlık yaşar gibi
Ancak mümkün mü ,
Senin dünyanda denizler çoktan kurumuş
Ve öyle bir çöl salmışsın ki
Ne bir balık ne de bir inci hoş kalır yanında
Fakat ölmemiş olmalısın sen
Yoksa yaşama taklidi yapıp, saklanmazdın ki benden.
Meral Meri/Ancak Yaşamak Mümkün
Sadece bir anlık yaşar gibi
Ancak mümkün mü ,
Senin dünyanda denizler çoktan kurumuş
Ve öyle bir çöl salmışsın ki
Ne bir balık ne de bir inci hoş kalır yanında
Fakat ölmemiş olmalısın sen
Yoksa yaşama taklidi yapıp, saklanmazdın ki benden.
Meral Meri/Ancak Yaşamak Mümkün
12 Şubat 2014 Çarşamba
ORHAN VELİ
ÖLÜMDEN SONRA
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok.
ORHAN VELİ
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok.
ORHAN VELİ
ORHAN VELİ
ÖLÜMDEN SONRA
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok.
ORHAN VELİ
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok.
ORHAN VELİ
OKTAY RİFAT
GECEYE KARŞI MÜDAFAA
12
Bu adam ölmüştür ama,
Düşmedi toprağa henüz vakit.
Hayatını devrettik ağaçlara
Kalbi kimlere ait.
Bu adam ölmüştür ama,
Başucundan ayrılamadık.
Sonsuz kederinde gecelerimizin
Nedendir hâlâ bu beyazlık.
Bu adam ölmüştür ama
Henüz durmadı nehir.
Ve nasibi muhteşem kuşlar gibi
Onu götürebilir.
OKTAY RİFAT
MELİH CEVDET ANDAY
KARACAAHMET
Akşamları parka çıkmaktı
En büyük eğlencesi
Şair Orhan Veli’yi
Melih Cevdet’i severdi hayatında
Ağaçlardan kavağı severdi
Yıldızları da severdi
Ve en rahat
Anasının serdiği döşekte uyurdu
Şimdi burada yatıyor
MELİH CEVDET ANDAY
Akşamları parka çıkmaktı
En büyük eğlencesi
Şair Orhan Veli’yi
Melih Cevdet’i severdi hayatında
Ağaçlardan kavağı severdi
Yıldızları da severdi
Ve en rahat
Anasının serdiği döşekte uyurdu
Şimdi burada yatıyor
MELİH CEVDET ANDAY
BEHÇET NECATİGİL
MEZARLIK
Dün akşam gün batmadan
Yaşlı ölülerin arasına
Bir küçük misafir geldi.
Çocuk bahçesinde kovası kalmış
Kumların üstünde küçük küreği.
Besbelli çok yorgun hemen uyudu.
Doğruldu yerinden yaşlı bir ölü
Örttü üstünü:
Madem ki annesi burada yok,
Bu küçük kız bize emanet,
İlerde yatan bir başka ölü
Yavaşça seslendi:
Başındaki kurdelayı çözüp katlayın
Ütüsü bozulmasın.
BEHÇET NECATİGİL
Dün akşam gün batmadan
Yaşlı ölülerin arasına
Bir küçük misafir geldi.
Çocuk bahçesinde kovası kalmış
Kumların üstünde küçük küreği.
Besbelli çok yorgun hemen uyudu.
Doğruldu yerinden yaşlı bir ölü
Örttü üstünü:
Madem ki annesi burada yok,
Bu küçük kız bize emanet,
İlerde yatan bir başka ölü
Yavaşça seslendi:
Başındaki kurdelayı çözüp katlayın
Ütüsü bozulmasın.
BEHÇET NECATİGİL
ÖZDEMİR ASAF-FARENİN ÖLÜMÜ
FARENİN ÖLÜMÜ
Umutsuzdu, yalnızdı, hali yoktu,
Canı çok yanıyordu günlerden beri.
Ne alnında dolaşan bir dost eli
Ne imdat isteyecek kimsesi vardı
Ne Tanrısı, ne de peygamberi.
Günlerdir karanlık deliklerde
Yanıp sönüyordu gözleri.
Sevinç değil ki paylaşılsın
Kendi kendinindi kaderi.
Sürüm sürüne dışarı çıktı.
Kıvrıldı ateşte pençeleri.
Kurtuldu rahat etti farecik,
Rahat etti dişleri.
Kibardı, incecikti kuyruğu,
Vücudu, küçücük pençeleri.
Bir makara gibi çözüldü,
Unuttu kedileri.
Farecik! Nazlıcık! Garipçik!
Canı çok yanıyordu günlerden beri.
Kibardı, incecikti kuyruğu;
Boş koydu delikleri.
Bir varken bir yok oldu
İşte dünyamızın işleri.
ÖZDEMİR ASAF
Umutsuzdu, yalnızdı, hali yoktu,
Canı çok yanıyordu günlerden beri.
Ne alnında dolaşan bir dost eli
Ne imdat isteyecek kimsesi vardı
Ne Tanrısı, ne de peygamberi.
Günlerdir karanlık deliklerde
Yanıp sönüyordu gözleri.
Sevinç değil ki paylaşılsın
Kendi kendinindi kaderi.
Sürüm sürüne dışarı çıktı.
Kıvrıldı ateşte pençeleri.
Kurtuldu rahat etti farecik,
Rahat etti dişleri.
Kibardı, incecikti kuyruğu,
Vücudu, küçücük pençeleri.
Bir makara gibi çözüldü,
Unuttu kedileri.
Farecik! Nazlıcık! Garipçik!
Canı çok yanıyordu günlerden beri.
Kibardı, incecikti kuyruğu;
Boş koydu delikleri.
Bir varken bir yok oldu
İşte dünyamızın işleri.
ÖZDEMİR ASAF
AHMET NECDET-Ölüm
ÖLÜM
Ölüm; ben onu çiçeklerle giderken gördüm.
Ölüm; ben onu yaşamları bilerken gördüm.
Obur doymazlıkların obur açlıklarında,
Ölüm; ben onu, varlıkları silerken gördüm.
Ama bir de yokluğun ve yüreğin önünde;
Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.
AHMET NECDET
Ölüm; ben onu çiçeklerle giderken gördüm.
Ölüm; ben onu yaşamları bilerken gördüm.
Obur doymazlıkların obur açlıklarında,
Ölüm; ben onu, varlıkları silerken gördüm.
Ama bir de yokluğun ve yüreğin önünde;
Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.
AHMET NECDET
Melih Cevdet Anday-ELLER KOLLAR
ELLER KOLLAR
Hani Cahit Sıtkı Tarancı
Derdi ki, “Nerde hareket ben orda,”
Supervielle de öldü, unutamadı,
Aklı hep elinde kolunda.
Der ki, bir ölüyü konuşturarak,
Gençliğimde yazdığım şiir:
“Başımı kaşımak, çiçek koparmak,
El sıkmak istiyorum arada bir”
Hafiftir düşün, uçup gidebilir
Bir koku ağırlığı kadar,
Yanlarımda ellerim kollarım var
De ki, onlar bana yetişir.
Melih Cevdet Anday
Hani Cahit Sıtkı Tarancı
Derdi ki, “Nerde hareket ben orda,”
Supervielle de öldü, unutamadı,
Aklı hep elinde kolunda.
Der ki, bir ölüyü konuşturarak,
Gençliğimde yazdığım şiir:
“Başımı kaşımak, çiçek koparmak,
El sıkmak istiyorum arada bir”
Hafiftir düşün, uçup gidebilir
Bir koku ağırlığı kadar,
Yanlarımda ellerim kollarım var
De ki, onlar bana yetişir.
Melih Cevdet Anday
DÜNYA SEVGİLİNİN YÜZÜNDEYDİ-Reiner Maria RİLKE
DÜNYA SEVGİLİNİN YÜZÜNDEYDİ
Dünya sevgilinin yüzündeydi -
ama birden boşanıverdi;
kavranmaz artık, dünya dışarda şimdi.
Neden içmedim, o zaman, elimle kaldırdığımda
sevgilinin dalgın yüzünden
dünyayı – öyle yakınken, kokusunu attım da ?
İçtim, ah, içtim de kanmadım bir türlü.
Yalnız, öyle dolu, dopduluydum ki
dünya ile ben – taştım içerken.
Reiner Maria RİLKE
Dünya sevgilinin yüzündeydi -
ama birden boşanıverdi;
kavranmaz artık, dünya dışarda şimdi.
Neden içmedim, o zaman, elimle kaldırdığımda
sevgilinin dalgın yüzünden
dünyayı – öyle yakınken, kokusunu attım da ?
İçtim, ah, içtim de kanmadım bir türlü.
Yalnız, öyle dolu, dopduluydum ki
dünya ile ben – taştım içerken.
Reiner Maria RİLKE
Reiner Maria RİLKE-ŞARKI
ŞARKI
Ey geceleri yatakta ağladığımı
Kendisine açmadığım sevgili,
Ey yorgun düşüren varlığımı
Bir beşik gibi!
Benim için uykusuz kaldığını
Benim gibi saklıyan.
Ah, içimizdeki bu yangını
Söndürmeye çalışmadan,
Bağrımızda taşısak.
Değil mi ki itirafa kalkışsak
Aşkımızı, sevişenler gibi tıpkı…
Sözlerimize yalan karışacak
Beni yalnız eden varlığın; ömrüm her şeyin sana tahvili
Seslerin içinde bir an doğarsın;
Uçup giden kokularda bir an varsın.
Ah! kollarımda kaybettim hepsini,
Bir sen doğmaktasğn tekrar yeni
Bir sen, tutmadığım için tuttuğum sevgili.
Reiner Maria RİLKE
NÂZIM HİKMET
TABUT
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayakucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak?
NÂZIM HİKMET
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayakucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak?
NÂZIM HİKMET
NECİP FAZIL KISAKÜREK-ANNESİZ ÖLÜ
ANNESİZ ÖLÜ
Dün bir cenaze gömdüm bağrıma gizli gizli,
Bu küçük bir çocuktu, sarışın saz benizli:
Taş kesildi yüreğim mezarının başında.
Saz benizli bir öksüz, sarışın bir yetimdi,
Bu gömdüğüm cenaze benim muhabbetimdi,
Veda etti hayata doymadan üç yaşına.
Dünden beri gençliğim yarım, kalbim yarımdır.
Bu talihsiz mezarı benim damarlarımdır
Sinirli dallarıyla kucaklayan sarmaşık.
Neşeye hasret giden sevdamın arkasından
Ağlasın istiyorum, bir genç kadın yasından,
Ömrünü damla damla terk ederken bir âşık…
Bir genç kadın ki duysa bu vakitsiz ölümü
Matemini tutmaya kâfi görür gönlümü,
Yine hayata sevda ufuklarından güler.
Hiç can vermiş var mıdır bundan daha elemli;
Yaşarken gözü nemli, ölürken gözü nemli?
Ah annesiz ölüler, sevgilisiz ölüler!
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Dün bir cenaze gömdüm bağrıma gizli gizli,
Bu küçük bir çocuktu, sarışın saz benizli:
Taş kesildi yüreğim mezarının başında.
Saz benizli bir öksüz, sarışın bir yetimdi,
Bu gömdüğüm cenaze benim muhabbetimdi,
Veda etti hayata doymadan üç yaşına.
Dünden beri gençliğim yarım, kalbim yarımdır.
Bu talihsiz mezarı benim damarlarımdır
Sinirli dallarıyla kucaklayan sarmaşık.
Neşeye hasret giden sevdamın arkasından
Ağlasın istiyorum, bir genç kadın yasından,
Ömrünü damla damla terk ederken bir âşık…
Bir genç kadın ki duysa bu vakitsiz ölümü
Matemini tutmaya kâfi görür gönlümü,
Yine hayata sevda ufuklarından güler.
Hiç can vermiş var mıdır bundan daha elemli;
Yaşarken gözü nemli, ölürken gözü nemli?
Ah annesiz ölüler, sevgilisiz ölüler!
NECİP FAZIL KISAKÜREK
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
BİR GÜN
Bir gün basacak beni de
Göğsüne bu anne toprak.
Görecekler ellerimi
Bir çınarda yaprak yaprak…
Sesim, dalda öten bir kuş,
Ruhum, fezada bir uçuş,
Bütün huzurunu bulmuş,
Bu dünyadan uzak, uzak…
Benden bir zerre her çiçek,
Benim gözlerim şu böcek,
Çiftçiler her yaz biçecek
Saçlarımı orak orak…
Dört mevsimle dolu başım,
Otlar, yapraklar sırdaşım,
Kara toprağı gözyaşım
Sulayacak ırmak ırmak…
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
Bir gün basacak beni de
Göğsüne bu anne toprak.
Görecekler ellerimi
Bir çınarda yaprak yaprak…
Sesim, dalda öten bir kuş,
Ruhum, fezada bir uçuş,
Bütün huzurunu bulmuş,
Bu dünyadan uzak, uzak…
Benden bir zerre her çiçek,
Benim gözlerim şu böcek,
Çiftçiler her yaz biçecek
Saçlarımı orak orak…
Dört mevsimle dolu başım,
Otlar, yapraklar sırdaşım,
Kara toprağı gözyaşım
Sulayacak ırmak ırmak…
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
Abdülhak Hamit Tarhan-MAKBER
MAKBER
Eyvâh!.. Ne yer, ne yâr kaldı,
Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.
Ben gittim o hâksâr kaldı,
Bir kûşede târumâr kaldı.
Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh!
Beyrût’ta bir mezâr kaldı.
……
Çık Fâtıma, lâhdden kıyâm et,
Yâdımdaki hâlime devâm et!
Ketmetme bu râzı, söyle bir söz,
Ben isterim âh öyle bir söz!..
Güller gibi meyl-i ibtisâm et,
Dağ-ı dile çâre bul, merâm et!..
Bir tatlı bakışla, bir gülüşle
Eyyâm-ı hayâtımı tamâm et!..
……
Yâ Rab, öleyim mi neyleyim ben?..
Ayrı yaşayım mı sevdiğimden?..
Verdin bana böyle bir mûsibet,
Ettin beni düşmen-i muhabbet.
Ya bir kulu sevmiyor musun sen?..
Ya böyle bir ölüm değil mi erken?..
Hiç bulmamak üzre gâib ettim,
Mecnun gibi ben onu severken.
……
Her yer karanlık pür-nûr o mevkî?..
Mağrib mi yoksa makber mi yâ Râb!
Yâ hâbgâh-ı dilber mi yâ Râb,
Rüyâ değil bu ayniyle vakî.
Kabrin çiçekten bir türbe olmuş,
Dönmüş o türbe bir haclegâhe,
Bir haclegâhe dönmüşse türben
Aç koynunu aç maşukânım ben.
……
Sen öldün, ölüm güzel demektir,
Ölsem yaraşır gamınla her gün.
Abdülhak Hamit Tarhan
Eyvâh!.. Ne yer, ne yâr kaldı,
Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.
Ben gittim o hâksâr kaldı,
Bir kûşede târumâr kaldı.
Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh!
Beyrût’ta bir mezâr kaldı.
……
Çık Fâtıma, lâhdden kıyâm et,
Yâdımdaki hâlime devâm et!
Ketmetme bu râzı, söyle bir söz,
Ben isterim âh öyle bir söz!..
Güller gibi meyl-i ibtisâm et,
Dağ-ı dile çâre bul, merâm et!..
Bir tatlı bakışla, bir gülüşle
Eyyâm-ı hayâtımı tamâm et!..
……
Yâ Rab, öleyim mi neyleyim ben?..
Ayrı yaşayım mı sevdiğimden?..
Verdin bana böyle bir mûsibet,
Ettin beni düşmen-i muhabbet.
Ya bir kulu sevmiyor musun sen?..
Ya böyle bir ölüm değil mi erken?..
Hiç bulmamak üzre gâib ettim,
Mecnun gibi ben onu severken.
……
Her yer karanlık pür-nûr o mevkî?..
Mağrib mi yoksa makber mi yâ Râb!
Yâ hâbgâh-ı dilber mi yâ Râb,
Rüyâ değil bu ayniyle vakî.
Kabrin çiçekten bir türbe olmuş,
Dönmüş o türbe bir haclegâhe,
Bir haclegâhe dönmüşse türben
Aç koynunu aç maşukânım ben.
……
Sen öldün, ölüm güzel demektir,
Ölsem yaraşır gamınla her gün.
Abdülhak Hamit Tarhan
Reiner Maria RİLKE
AYNANIN KARŞISINDAKİ KADIN
Nasıl ki bir uyku içkisinde baharat
yavaşça erirse, işte öyle çözüyor akıcı, berrak
yorgun tavırlarını ve öylesine rahat rahat
gülümsemesini büsbütün içine katarak
bekliyor sıvı taşsın diye bundan
ve sonra döküyor saçlarını aynaya;
sıyırıp giysisini kaldırdığı omzundan
olağanüstü güzel ve bakıyor doya doya
imgesini içiyor içiyor, sessiz, duygulu
nasıl başları dönerek içerlerse âşıklar
inceliyerek ve güvensizlik dolu
neden sonra işaret ediyor usulca
hizmetçi kıza, aynasının dibinde ışıklar
dolaplar ve sonraki bir saatin hüznünü bulunca…
Reiner Maria RİLKE
Nasıl ki bir uyku içkisinde baharat
yavaşça erirse, işte öyle çözüyor akıcı, berrak
yorgun tavırlarını ve öylesine rahat rahat
gülümsemesini büsbütün içine katarak
bekliyor sıvı taşsın diye bundan
ve sonra döküyor saçlarını aynaya;
sıyırıp giysisini kaldırdığı omzundan
olağanüstü güzel ve bakıyor doya doya
imgesini içiyor içiyor, sessiz, duygulu
nasıl başları dönerek içerlerse âşıklar
inceliyerek ve güvensizlik dolu
neden sonra işaret ediyor usulca
hizmetçi kıza, aynasının dibinde ışıklar
dolaplar ve sonraki bir saatin hüznünü bulunca…
Reiner Maria RİLKE
Meral Meri
Soğuk yastığa baş konulur mu, gönüle de taş kalpli yar buyrulur mu?
Meral Meri
Meral Meri
Hz. Şems
"Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur.
Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur."
Hz. Şems
Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur."
Hz. Şems
Hz. Mevlana
Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu."
Hz. Mevlana
Hz. Mevlana
Bay Ve Bayan Aşk
Bay Ve Bayan Aşk
Kaç kez seni, sevmiştim bay ve bayan aşk?
Kaç kez silmiştiniz gözyaşları mı?
Ve kaç kez yeniler gibi ,gizlice yerleştirerek
Gitmiştiniz benden alelacele.
Söyler misiniz bay ve bayan aşk:
Ölçüsüz sevgi ,sevgi midir?
Yoksa özsüz sevgi,özlü müdür?
Her neyse, sen en iyisi mi,
Bana rüzgârın dilinde ıslık çal,
Olmadı kalbimi.
(Meral Meri)
Kaç kez seni, sevmiştim bay ve bayan aşk?
Kaç kez silmiştiniz gözyaşları mı?
Ve kaç kez yeniler gibi ,gizlice yerleştirerek
Gitmiştiniz benden alelacele.
Söyler misiniz bay ve bayan aşk:
Ölçüsüz sevgi ,sevgi midir?
Yoksa özsüz sevgi,özlü müdür?
Her neyse, sen en iyisi mi,
Bana rüzgârın dilinde ıslık çal,
Olmadı kalbimi.
(Meral Meri)
Etiketler:
aşk,
Bay Ve Bayan Aşk,
edebiyat,
Meral Meri,
şiir
Serçe
Çok tenha bu geceler,
Çok aşık.
Bildiğinin de dışına çıkamayacak bu serçeler
Ah,bu gecelerin içi dışında kalmasın!
Gör bak,aşk neymiş geceleri o zaman!
Meral Meri/Serçe
Çok aşık.
Bildiğinin de dışına çıkamayacak bu serçeler
Ah,bu gecelerin içi dışında kalmasın!
Gör bak,aşk neymiş geceleri o zaman!
Meral Meri/Serçe
Etiketler:
aşk,
edebiyat,
gece,
Meral Meri,
serçe,
sevgi,
şiir,
ünlü şairler
GEL SULTANIM
GEL SULTANIM
Gel sultanım,gözyaşım gel!
Hurma dillim,canparem gel!
Yokluğundan varlığım kaçıştı benden.
Kainatı örten gece gibi, uzağım o aydınlık yüzden.
Gel gönlü gül kokulum,gel!
Gel zamanı susuşuyla hasret kılanım, gel!
Gidişinle gönlüm yoruldu,gölgem kayboldu,gel!
Gel ki gözümün mumları nurundan can alsın,
Yansın yine etrafımda ay parçam,
Gönül akrabam,gel!
Sen gideli misk-i amberler de yüz çevirdi benden...
Yüzümün gül komşuları da misafirsiz kaldı,gel!
Sen gittin ya başımda kaç Kerbela, daha
Canlara hasret kaldı,
Kaç yakınlık daha dağıldı yakınlıklara,gel!
Gel muhabbeti zengin olanım,
Kibiri fakir olanım,gel!
Gel sofraların en tatlısı,
Anaların can zulası,gel!
Gel ki kavunlar yaza tatlansın,
Yazlar da hazana gül toplasın,gel!
(Meral Meri)
Gel sultanım,gözyaşım gel!
Hurma dillim,canparem gel!
Yokluğundan varlığım kaçıştı benden.
Kainatı örten gece gibi, uzağım o aydınlık yüzden.
Gel gönlü gül kokulum,gel!
Gel zamanı susuşuyla hasret kılanım, gel!
Gidişinle gönlüm yoruldu,gölgem kayboldu,gel!
Gel ki gözümün mumları nurundan can alsın,
Yansın yine etrafımda ay parçam,
Gönül akrabam,gel!
Sen gideli misk-i amberler de yüz çevirdi benden...
Yüzümün gül komşuları da misafirsiz kaldı,gel!
Sen gittin ya başımda kaç Kerbela, daha
Canlara hasret kaldı,
Kaç yakınlık daha dağıldı yakınlıklara,gel!
Gel muhabbeti zengin olanım,
Kibiri fakir olanım,gel!
Gel sofraların en tatlısı,
Anaların can zulası,gel!
Gel ki kavunlar yaza tatlansın,
Yazlar da hazana gül toplasın,gel!
(Meral Meri)
Etiketler:
aşk,
edebiyat,
GEL SULTANIM,
hasret,
hüzün,
Meral Meri,
özlem,
şiir,
ünlü şairler
10 Şubat 2014 Pazartesi
Kurt Cobain
"Sessiz insanlar
En gürültülü zihniyete sahiptir.”
Kurt Cobain
En gürültülü zihniyete sahiptir.”
Kurt Cobain
Nejat İşler
Zaman nefes almakla
Geçen günler değil
Birinin aklında olmakla
İlgili biraz
Nejat İşler
Geçen günler değil
Birinin aklında olmakla
İlgili biraz
Nejat İşler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)